Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Irak'a karşı uygulanmak istenen yeni yaptırımların - ABD'nin deyişi ile - "akıllı" mı, yoksa - Saddam'ın ifadesi ile - "aptal" mı olduğu tartışıla dursun, Bağdat dün yapacağını yaptı ve dünyaya petrol sevkiyatını durdurdu.
Şimdi herkes bir ay için askıya alınan yeni yaptırım tasarısını bir yana bırakıp, petrol fiyatlarının ne olacağını kara kara düşünüyor.
Genel kanı, şimdilik bir "petrol krizi"nin patlak vermeyeceği merkezinde. Mevcut stoklar - ve Suudi Arabistan'ın olası ek üretimi - Irak'ın günlük 2.3 milyon varillik dışsatım potansiyelinin yaratabileceği boşluğu rahatlıkla doldurabilir. Tabii yeter ki, Saddam da "petrol silahı"nı uzun süre kullanmaya kalkışmasın...
* * *
YAPTIRIM politikasında yapılmak istenen değişiklik ve Irak'ın petrol sevkiyatını durdurması, Türkiye'yi sıkıntıya sokmuş bulunuyor.
Hemen şunu belirtelim: Türkiye'nin esas derdi, Irak'ın Kerkük - Yumurtalık boru hattından petrol pompalamayı durdurması değil. Türkiye bundan sadece bir transit geçiş ücreti alıyor ki, bu da ayda 15 - 20 milyon dolardan ibaret. Irak'ın bu boru hattından sevk ettiği petrolü ise yabancı şirketler kendi piyasalarına satmak için alıyorlar.
Türkiye'nin "akıllı yaptırımlar" girişiminin ve Irak'ın buna gösterdiği tepkinin olası zararları, başka alanlarda.
* Eğer olay büyür ve petrol fiyatları yükselirse, Türkiye de dış piyasalardan petrolü daha pahalıya almak zorunda kalacaktır.
* Irak, Türkiye dahil "komşu ülkeler"e bir "jest" yaparak, kara yolundan tankerler ve kamyonlarla petrol satmaya devam edeceğini bildirdi. Oysa ki, "akıllı yaptırım" sisteminde bu, sıkı denetim altına alınıyor. Ankara'nın tasarıya soğuk bakmasının bir nedeni de bu...
* Türkiye, "akıllı yaptırımlar" konusunda isteksiz davranan tek ülke değil. Fransa, Rusya, Çin ve diğer pek çok ülke çeşitli nedenlerden, buna karşı çıkıyor. Yani Türkiye bu işte tek başına değil. Ama ABD ve İngiltere sıkıştırıyor. Dün Ankara'ya gelen ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ile yapılan görüşmelerde ele alınan esas konulardan biri de bu idi. Gerçi Türk tarafı yaptırım politikasının yol açtığı zararları dile getirdi, Türk ekonomisini daha da sıkıntıya sokacak ek yükümlülükler üstlenemeyeceği bildirildi. Ama bunun Washington'un - ve Londra'nın - yaptırım tasarısı üzerindeki ısrarını ne ölçüde değiştireceğini göreceğiz...
* Türkiye'nin karşılaştığı zorluğun bir nedeni de ABD'yi (özellikle şu krizli dönemde ekonomik nedenlerden) karşısına almamak ile, Irakla (gene daha çok ekonomik çıkarlardan dolayı) ilişkilerini normalleştirmek arasında, hassas bir denge kurmak istemesidir.
* * *
YAPTIRIMLARIN - hangi isim altında olursa olsun - istenen sonucu verip vermeyeceği tartışılabilir. Ama şu anda özellikle Türkiye için sorun, bunun kendi çıkarları açısından ne getireceği, ne götüreceğidir. Hem ekonomik, hem siyasal alanda tabii...
Bu da Ankara'nın ustalıklı bir "ip cambazlığı diplomasisi" izlemesini gerektiriyor...