Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Türkiye Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattından Mavi Akım'a kadar hayata geçirilen enerji projeleri sayesinde, ekonomik olduğu kadar stratejik kazanımlar elde etmiştir. Halen gündemde bulunan başka ikili ve çokuluslu projeler de ilerisi için yeni imkânlar vaat ediyor.Ancak uluslararası konjonktür, bazı tasarıların veya hatta anlaşmaların gerçekleştirilmesi yolunda birtakım engeller ortaya çıkarıyor.Nitekim şu sırada Ankara'nın başını ağrıtan bir proje var: O da İran'la geçen temmuzda varılan gaz mutabakatı... Başbakan Erdoğan'ın önceki gün vurguladığı gibi, Türkiye bu anlaşmayı imzalayıp hayata geçirmeye kararlı. Yani, ABD'den gelen tepkilere rağmen, Ankara bu konuda geri adım atmak niyetinde değil.Bu, ABD ile yeni bir sürtüşmeye yol açar mı? Türkiye'nin diğer önemli enerji projelerindeki pozisyonunu zayıflatır mı? Son yıllarda enerji alanı, Türkiye'nin dış ilişkilerinde yeni işbirliği olanakları sağlayan, bölgesel bir aktör olma ufukları açan bir konu iken, şimdi Ankara'yı zor seçeneklerle karşı karşıya getiren ve sıkıntıya sokan bir sorun haline geliyor. Türkiye, komşusu İran ile enerji alanında işbirliği yapmayı doğal hakkı ve çıkarlarının gereği sayıyor.Ancak Ahmedinecad yönetiminin giriştiği nükleer program nedeniyle, uluslararası camia İran'a karşı belirli bir tavır almış bulunuyor. Bu bağlamda BM Güvenlik Konseyi'nin bazı yaptırım kararları var. Ayrıca ABD Kongresi'nin İran'la ticareti kısan bir yasası da yürürlükte.İran'ı mutlaka dize getirmek isteyen Bush yönetimi, diğer ülkelerin şu sırada İran'la fazla samimileşmesine ve alışveriş yapmasına hiç iyi bir gözle bakmıyor. Daha açıkçası, bu ülkelerin İran'ı izole etme politikasına katılmalarını istiyor.Bu hafta Ankara'yı ziyaret eden ABD Dışişleri Müsteşarı Nicholas Burns de Türk hükümetine bu doğrultudaki bir çağrıyı net olarak iletti.ABD yönetiminin üst düzey bir yetkilisi dünkü söyleşimizde, Washington'un bu hususta neden ısrarlı davrandığını özetle şöyle anlattı: İran'ın uluslararası konsensüse uymasını sağlamak için özelikle dost ülkelerin işbirliği yapması gerek. Türkiye'den de beklenen budur... Türkiye'nin enerji ihtiyaçlarını dikkate alan ABD ve dostları, bu desteği sağlamaya hazır... Kaldı ki İran kısa vadede Türkiye'nin gaz ihtiyaçlarını karşılayacak durumda değil. Oysa Azerbaycan ve Orta Asya ülkeleri Türkiye için daha güçlü ve güvenilir bir kaynaktır... ABD'nin beklentisi İşte son zamanlarda çok konuşulan Nabucco projesi bu çerçeve içinde gündeme geliyor.Nabucco projesi, Azeri (ve ilerde Türkmenistan) gazını Türkiye yolu ile Avrupa'ya -Bulgaristan - Romanya - Macaristan'dan geçerek- Avrupa'ya ulaştıracak 3 bin km'lik bir boru hattının inşasını öngörüyor. 4.6 milyar euro'ya mal olacak bu hat 2011 yılında devreye girecek ve Avrupa'ya 30 milyar metreküp gaz sağlayacak.ABD ve AB bu projeyi hararetle destekliyor. Geçen hafta Budapeşte'de yapılan (Botaş'ın da katıldığı) bir toplantıdan sonra, finans ve mühendislikle ilgili esas çalışmalar başlıyor. Rusya'nın baltalamalarına rağmen...Bu proje, ABD'nin Türkiye'ye İran'la mutabakatı bırakması halinde vaat ettiği "diğer olanaklar"ın başında geliyor.Ankara için ise, bu iki seçenekten birini tercih etmek çok zor. Bu, Türkiye'nin temel stratejisi ve dış politikasındaki rotası ile ilgili bir karar gerektirir.İşte bir umut kaynağı sayılan enerji konusu, böyle sıkıntı veren bir noktaya gelmiş bulunuyor. skohen@milliyet.com.tr Stratejik karar