Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

NÜKLEER silahlardan arındırılmış bir dünya kim istemez? Kâğıt üstünde veya lafta herkes ister, ama iş fiilen “silahlara veda” noktasına gelince, doğrusu kimse bu yönde bir adım atmaya yanaşmaz.
Yıllardan beri nükleer silahsızlanmadan söz edilir. Bu amaçla konferanslar düzenlenir, müzakereler yapılır. Ancak günümüze dek, bu konuda en ufak bir ilerleme kaydedilmiş değil. Aksine, “Atom Kulübü”ne katılanların sayısı, ayrıca yeni nükleer denemelerin ve mevcut atom bombaları stoklarının miktarı daha da arttı.
Zaman zaman “nükleer savaş kâbusu”nun etkisiyle, bu alanda silahsızlanmaya gidilmesi için bazı çabalar harcanıyor. Bazen genel prensipler üzerinde mutabakata varıldığı da oluyor. Ne var ki, bu anlaşmalar bağlayıcı veya zorlayıcı hükümlerden yoksun olduğu için, çoğu zaman kâğıt üstünde kalıyor.
Geçen hafta ABD Başkanı Barack Obama’nın girişimi ile BM Güvenlik Konseyi’nde gerçekleşen mutabakatlı da benzer bir akıbetin beklediğini tahmin etmek, güç değil.
Ama gene de bu fikri ve çabayı alkışlamak gerek.
Obama bu öneriyi “nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya” vizyonu ve “Küresel Sıfır” (Global Zero) sloganıyla ortaya attı... Nihai hedef, nükleer silahların “sıfırlanacağı”, “atomsuz dünya” yaratmak...

Mutabakat iyi, ama...
BEŞİ veto hakkına sahip daimi üyeler olmak üzere, Güvenlik Konseyi’nde temsil edilen (Türkiye dahil) 15 ülke, Obama’nın başkanlığındaki özel zirve toplantısında, bu öneriyi oybirliğiyle kabul etti.
Karar sureti nükleer silahsızlanmanın parametrelerini çiziyor ve çağrı veya dilek niteliğinde birtakım hükümler içeriyor.
Örneğin nükleer silahların yayılmasının önlenmesi için, mevcut 1970 tarihli anlaşmaya (NPT) tüm ülkelerin harfiyen uyması, ona hâlâ imza atmayanların da katılması isteniyor. (İmzalamış olan 189 ülke arasında İran var; ama Tahran’ın nükleer çalışmaları kaygı yaratıyor. Buna karşılık atom bombasına sahip olan Hindistan ve Pakistan, atom bombası ürettiği bilinen İsrail ve nükleer denemeler yapan Kuzey Kore, NPA’ya dahil değilller)...
Güvenlik Konseyi’nin kararında yer alan diğer bir çağrı, atom bombası sahibi ülkelerin, genel ve kontrollü bir silahsızlanma amacıyla, ellerindeki silahların sayısını indirmeleridir. Diğer bir temenni de, bütün ülkelerin 1990 tarihli “nükleer silah denemelerinin yasaklanması” anlaşmasını imzalamaları ve atom bombasında kullanılan materyeli üretmekten vazgeçmeleridir.
BM’nin bu kararı herkes tarafından uygulansa, gerçekten dünya adım adım “Global Zero” hedefine doğru ilerleyecek. Ama bu noktadan çok uzaktayız. Ne nükleer güçler ellerindeki atom bombalarını “sıfırlamak” -hatta sayısını düşürmek- niyetindedir; ne de bu silaha sahip olmak isteyen ülkeler bu vazgeçmeye yanaşmaktadır.

Sonuç ne?
ASLINDA atom bombasına sahip olan veya olmaya çalışan ülkeler, önce “ötekiler”in silahsızlanmasını veya bu yöndeki çalışmaların durdurmalarını bekliyor.
Soğuk Savaş yıllarında nükleer silahlar bir “caydırıcı” unsur olmuş, iki blok arasındaki güç dengesi, çatışmayı önlemişti.
Şimdi “atom kulübü”ne girmek isteyen ülkelerin giriştiği yarış, özellikle sürtüşme ve gerginlik ortamının hâkim olduğu Orta ve Uzakdoğu gibi bölgelerde, büyük bir patlama potansiyelini taşıyor.
Güvenlik Konseyi’nin “atomsuz dünya” vizyonuna yönelik kararı iyi de, acaba böyle bir mutabakat nükleer çatışma “kâbusunu” önlemeye yetecek mi?