Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SON günlerde Türkiye’nin Ermenistan’la yakınlaşmasına kızan Azerbaycan, İstanbul’da düzenlenen iki “resmi” etkinliği boykot etti. Bunlardan biri, Başbakan Erdoğan’ın eşbaşkanlığındaki Medeniyetler İttifakı Zirvesi, diğeri ise Harp Akademilerindeki Enerji Güvenliği Sempozyumu...
Buna karşın Azerbaycan önceki gün İstanbul’daki bir “sivil” etkinliğe -hem de üst düzeyde- katıldı. Marmara Grubu Vakfı’nın düzenlediği 12. Avrasya Ekonomik Zirvesi’nde Azerbaycan’ı, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bu zirveye mesajını bizzat okuyan, siyasi yardımcısı Ali Hasanov ile Bakü’nün enerji politikası üzerinde bir sunum yapan Meclis İkinci Başkanı Valeli Aleskerov temsil ettiler.
Azerbaycan’ın şu sırada Türkiye’deki resmi veya gayri resmi toplantılara katılma konusundaki farklı davranışının anlamını bir yana bırakalım, ama bu olay sivil toplumun bu gibi hallerde ne kadar etkili ve yararlı olabileceğini gösteriyor. Marmara Grubu Vakfı’nın çeşitli ülkelerle geliştirdiği ilişkiler sayesinde “kardeş Azerbaycan”ın Türkiye’ye karşı küskünlüğünü aşabilmesi bir başarı...
Umarız bu küskünlük Başbakan Erdoğan’ın önümüzdeki hafta Bakü ziyaretinde Aliyev ile yapacağı görüşmeden ve Meclis’teki konuşmasından sonra unutulup gider...

Seçenek aranıyor
MARMARA Grubu Vakfı’nın düzenlediği 12. Avrasya Zirvesi 41 ülkeden aktif veya eski birçok lideri (9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başta olmak üzere Hırvatistan ve Kosova cumhurbaşkanları ve Bulgaristan’dan Moğolistan’a kadar birçok ülkenin eski cumhurbaşkanları dahil) bir araya getirdi.
İki gün süren zirvenin gündemindeki başlıca konu küresel ekonomik kriz ve bunun geniş Avrasya coğrafyasındaki ülkelere yansıması olmakla beraber, enerji sorununun tartışılmasına da geniş yer verildi. Bu arada Türkiye’yi yakından ilgilendiren Nabucco projesi üzerinde epey duruldu.
Türkiye dahil, çeşitli ülkelerin üst düzey yetkilileri ve uluslararası kurumların temsilcileri, bu iddialı projenin hayata geçirilmesi şansı üzerinde iyimser konuştular.
Ne var ki, 2002’den beri çok konuşulan Nabucco hattı projesi, hâlâ büyük zorluklar, hatta engellerle karşı karşıya bulunuyor.
Bu proje aslında Avrupa’nın duyduğu ihtiyaçtan doğdu. Avrupalılar bu alanda Rusya’ya bağımlı kalmak istemiyor. Hele Ukrayna’nın başına gelenlerden sonra... Bu nedenle farklı enerji kaynakları ve koridorları için alternatifler aranıyor. İşte Hazar bölgesindeki doğalgazın Türkiye yolu ile Bulgaristan-Romanya-Macaristan-Avusturya boru hattıyla taşınması böyle bir olanak sağlayacak.
Projeye göre, 3300 kilometre uzunluğundaki bu hattan başta 13 milyar metreküp gaz sevk edilecek. Bu rakam, Türkmenistan ve diğer bazı ülkelerin katkısıyla, 2020 yılında 31 milyar metreküpe çıkacak. Boru hattının maliyeti 4.5 milyar euro’yu bulacak.

“Şeffaf olalım...”
HER şey yolunda giderse boru hattının inşası 2011’de başlayıp 2014’te faaliyete geçebilecek... Ama her şeyin yolunda gittiği şüpheli. Ortada pek çok ekonomik, teknik, hatta siyasal zorluk ve engel var. (Bunları başka bir yazıda ele alacağız.)
AZERBAYCAN Meclisi Başkan Yardımcısı Aleskerov’un hükümetinin pozisyonunu anlatırken, şu sözleri dikkati çekti: “Her ilgili ülke kendi jeostratejik önemini vurguluyor. Bu tutum gerginliklere yol açıyor... Üretici ve transit, tüm ülkeler mutlaka şeffaf davranmalıdır. Herkes şartlarını açıkça ortaya koymalıdır. Aksi halde güven sağlanamaz...”
Aliyev’in son zamanlarda enerji konusunda Rusya ile sürdürdüğü gizli temasların ışığında, Azerbaycan’ın da ne kadar şeffaf davrandığını sormak gerek...