Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yargı için esas mesele, Saddam'ın dün birincisi ele alınan bir düzine davada "suçlu" olup olmadığını belirlemektir. Ancak gerek uluslararası hukuk uzmanları, gerekse Irak halkı açısından asıl tartışılması gereken konu, mahkemenin ve Irak'taki yeni sistemin "meşruiyeti"dir.Irak'ta resmi ağızlar, Saddam ve eski rejim mensuplarını yargılayacak mahkemenin meşru olduğunu, bu ulusal mahkemenin Irak yasalarına göre devrik diktatörün ve arkadaşlarının işlediği suçlar için, adil bir şekilde yargılanacağını söylüyorlar.Irak halkının bir kesimi bunu öyle kabul ediyor. Özellikle çeyrek yüzyıllık Saddam yönetiminde baskı altında kalan, işkenceye tabi tutulan, yakınları öldürülen Iraklılar (ki bunların çoğu Şiiler ve Kürtlerdir) Saddam'ın suçlu sandalyesine oturtulmasından büyük memnunluk duyuyorlar. Yönetim mensupları amacın intikam almak olmadığını söylüyorlar, ama pek çok Iraklı, Saddam ve arkadaşlarının şimdi adaletin önünde hesap vermek ve yaptıklarının cezasını çekmek zorunda bırakılmasını çok yerinde buluyorlar...* * *BUNA karşılık bu mahkemeyi bir "şov" olarak görenler ve bunun adaletin yerine getirilmesi ile ilgisi olmadığını söyleyenler de var. Böyle düşünenler sadece Saddam'a hâlâ sadık kalan eski Baasçılar veya milliyetçiler değil. Zaten Irak dışında da bu mahkemenin meşruiyetini sorgulayanların sayısı az değil.Bunların başlıca argümanı Saddam ve adamlarını yargılayacak olan mahkemenin, aslında Amerikalılar tarafından, işgal rejimi altında kurulduğu, dolayısı ile bu koşullarda görevlendirilen yargıçların da tarafsız ve adil olamayacağıdır.İnsan hakları konusunda hassas bazı uluslararası kuruluşlar da, Saddam'ın Irak mahkemesi tarafından "insanlık suçları" (katliam gibi) işlediği gerekçesi ile yargılanmasını hukuka aykırı sayıyor ve bu yargılamanın (örneğin eski Yugoslav diktatörü Slobodan Miloşeviç gibi) Lahey'deki uluslararası mahkemede yer alması gerektiğini öne sürüyorlar.Bazı uzmanlar da Saddam'ın Irak yasalarına göre, daha önceki dönemle ilgili suçlamalardan dolayı yargılanmasını çelişkili buluyorlar.* * *SADDAM'ın yargılanması ile ilgili bu tartışmalar kuşkusuz daha çok sürecek. Ne var ki, bu tartışmalar bir gerçeğin unutulmasına veya göz ardı edilmesine yol açmamalıdır. Bu gerçek de, Saddam'ın uzun yönetimi boyunca gaddarca on binlerce kişiyi katlettiği, yüz binlerce kişiye zulmettiği, kurduğu dikta rejiminde kilit noktalara getirdiği yakın çevresinin her türlü yolsuzluklarına izin verdiği veya göz yumduğudur.Bunun kanıtları ortada. Dün ilk duruşmada gündeme gelen Duceil'deki kıyımdan Halepçe'deki katliama kadar çeşitli kanlı olayların kanıtları (toplu mezarlıklar dahil) ve de tanıkları var. Saddam'ın İran'a, Kuveyt'e saldırıları da henüz belleklerde taze duran "insanlık suçları" arasında yer alıyor...Bu bakımdan Saddam'ın suçlu sandalyesine oturtulması -meşruiyet ile ilgili argümanlar haklı da görünse- beklenen bir sonuç. Şimdi önemli olan Bağdat'taki özel mahkemenin gerçekten adil davranması, vereceği kararlar konusunda en ufak bir şüphe ve güvensizlik yaratmamaya özen göstermesidir.Iraklılar ve dünya, bütün tartışmalara rağmen, sonunda "Bağdat'ta da yargıçlar var" diyebilmelidir... skohen@milliyet.com.tr DEVRİK Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in dün Bağdat'taki bir özel mahkemede yargının önüne çıkması, hararetli bir tartışmayı başlatmış bulunuyor.