Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Depremden ekonomiye ve dış sorunlara varıncaya kadar, sıkıntılı durumlarda tipik tutumumuz bu.Buna daha birkaç ay "ncesine kadar gündemin başında yer alan, Ermeni sorunu dahil.™rneğin bu yılın başlarında Fransa'da Ulusal Meclis'in Ermeni soykırımı ile ilgili yasayı onayladığı günleri hatırlayalım. Ne biçim sert tepkiler g"sterildi, neler s"ylendi, neler yazıldı...Şimdi Fransa ile bütün bu olup bitenlerin ardından, ilişkileri normalleştirilecek adımlar atılıyor. Dün de yazdığımız gibi, doğrusu budur. Ne Fransa, ne başka bir ülke ile ilişkilerimizin Ermeni engeline takılmasına ve ona tutsak hale gelmesine izin vermemeliyiz.Ama bu arada "Ermeni fakt"rü"nün ortadan kalkmadığını, fırtına yatışmış olsa da, havanın yer yer yeniden patlayabileceğini düşünerek gereken "nlemleri almak gerektiğini de unutmamalıyız.* * * BU bizi, Fransa'dan ABD'ye, Kanada'dan Avustralya'ya kadar, çeşitli ülkelerde Ermeni faaliyetine karşı ne yapmak gerektiğinin iyice belirlenmesi konusuna g"türüyor.Bu mesele ile yakından ilgilenen ve geçenlerde kapsamlı bir "Eylem Planı" hazırlayan milletvekili Bülent Akarcalı' nın deyişi ile, bütün olup bitenlerden sonra dahi "Türkiye'nin hala bu konuda net bir stratejisi yok." Hatta, devlet olarak "ileriye d"nük en ufak bir çabası da yok..."Fransa'da Meclis'in kararından sonra ne yapıldı? Paris'teki deneyimli bir g"zlemciye g"re "hiçbir şey." Fransız kamuoyunu etkileyebilecek dinamik herhangi bir girişim yok...* * *TšRKİYE'de dikkatlerin Ermeni sorunu üzerinde toplandığı günlerde, resmi düzeyde dahi, "rneğin 1915'lerde olup bitenler hakkında Türk ve yabancı tarihçilerin toplanıp çeşitli belgeler üzerinde bir çalışma yapması gibi fikirler ortaya atılmıştı. Bu konuda Ankara'nın harekete geçmesi gerekirdi. Ancak şimdilik bu fikir dahi havada kalmış g"rünüyor. Sivil toplum düzeyinde ise, daha kreatif ve cesur g"rüşler gündeme getirildi. ™rneğin Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi ve Ermeni diasporasının ılımlı kesimi ile diyalog kurulması gibi...* * * BİZ dün Ankara'nın Ermeni sorununda yeni sayabileceğimiz neler yaptığını (veya yapmadığını) araştırırken, Cenevre'den ilginç bir faks aldık. Bu kısa metin, "sivil toplum üyesi Türk ve Ermenilerden oluşan bir grubun, kişisel çerçevede 9 Temmuz günü, bir Barışma Komisyonu kurduğunu" haber veriyordu.Bu komisyonda Türkiye'den Gündüz Aktan, šstün Ergüder, Sadi Ergüvenç, ™zdem Sanberk, İlter Türkmen; Ermenistan'dan A. Arzoumanian, D. Hovhanissian, ABD'den Van Z. Kirkorian, Varnik Volkan ve Rusya'dan A. Migranian gibi "nemli isimler yer alıyor. Komisyonun amacı: "Türkler ve Ermeniler arasında ortak anlayış ve iyi niyeti geliştirmek, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesini teşvik etmek". Komisyon bu amaçla Türk ve Ermeni sivil toplumları arasında diyaloğun kurulmasını sağlamak dahil, bir dizi girişimde bulunmayı planlıyor. Ermeni sorununda fırtınanın nispeten yatıştığı bir sırada gerçekleştirilen bu girişimi, doğru yolda ve zamanında atılan bir adım olarak g"rüyoruz. skohen@milliyet.com.tr Fırtına kopunca telaşlanıyor, ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Fırtına geçti mi, her şeyi unutuyor, alınması gereken "nlemlerin arkasını getirmiyoruz...