Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Hafta başında Suriye'de düzenlenen referandumda oyların yüzde 97'sini alan "tek aday" Beşşar Esad, babası Hafız Esad'ın miras bıraktığı Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmaya artık hazır. Şimdi tek bir formalite kalıyor: O da önümüzdeki pazartesi günü ant içmek ve işe resmen başlamak.
       Tabii Hafız Esad'ın ölümünden sonra Suriye'de iktidar değişikliğinin başka türlü olması beklenmiyordu. Müteveffa Başkan, yaşamının son günlerinde, "yumuşak geçişi" sağlamak için her şeyi hazırlamıştı. "Vasiyeti"ne göre, 34 yaşındaki göz doktoru Beşşar'ın aday ilan edilmesi için Anayasa'da değişiklik yapılmış, Meclis'in onayına paralel olarak Baas Partisi de onu lider olarak seçmiş, orduya hakim olması için de kendisine general rütbesi ve başkomutan payesi verilmiştir.
       Böylece Beşşar Esad, bütün bu sıfatlarla "mücehhez" olarak Suriye'nin yönetimini ele alıyor. Şimdi sorulan bir dizi soru var: Siyasetin ve ordunun dışından gelen genç Başkan duruma hakim olabilecek mi? Devletin güçlü organları olan istihbarat servisleri (beş ayrı örgüt) ve silahlı kuvvetlerin başındaki subaylar ona - özellikle bazı reformlar yapmaya yönelirse - tam destek verecek mi? Vaktiyle ülkeyi kana bulayan Müslüman Kardeşler, özgürlük ve demokrasi talepleri karşılanmadığı takdirde, rahat duracaklar mı? Beşşar, söylendiği gibi, yolsuzlukla mücadeleye girişecekse, çıkar çevrelerinin tepkilerine ve direnişine karşı koyabilecek mi?
       * * *
       ANALİSTLER, Beşşar'ın işe kendi durumunu konsolide etmeye ve otoritesini kurmaya çalışmakla başlayacağını düşünüyorlar. Eğer genç lider babasının bu alandaki yeteneğinin genlerini taşıyorsa, kısa zamanda bunu başarabilir.
       O zaman kendisine atfedilen niyetler - yolsuzlukla mücadele, ülkeyi dünyaya açma, devlet kurumlarını ve ekonomiyi modernleştirme - doğrultusunda harekete geçecek mi?
       Bilkent Üniversitesi ve ASSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası'ndan Ramazan Kılınç'ın "Stratejik Analiz" dergisinde yayınlanan son makalesinde belirttiği gibi, Beşşar döneminde değişim kaçınılmaz. Kılınç'ın deyişi ile "her ne kadar Esad sonrası Suriye'sinde rejim değişikliğine varan radikal değişimler beklenmese de, her şeyin eskisi gibi kalacağını düşünmek de tutarlı bir görüş değil. Bundan sonraki dönemde, Suriye'nin global trendlere fazla dayanamayacağını, gerek iç politikada, gerekse dış politikada birtakım değişimler yaşanacağını söylemek bir kehanet olmasa gerek."
       Kılınç'ın belirttiği gibi Beşşar reformlar konusunda samimi ise ve halkın desteğini de arkasına alabilirse, "önümüzdeki dönemde Hatemi'nin halkla beraber İran'daki sistemin bozukluklarına karşı yürüttüğü mücadelenin bir benzerini Suriye'de görmek mümkün olacaktır"...
       * * *
       BEŞŞAR'ın dış politikada zamanla bazı değişiklikler getirmesi de beklenebilir. İsrail'e karşı politikada - hele kısa vadede - bir hareket söz konusu değil; ama Batı ile ilişkiler alanında bazı gelişmeler olabilir.
       Bizim için önemli olan, Beşşar'ın Türkiye ile ilişkiler konusundaki yeni yaklaşımıdır. Cumhurbaşkanı Sezer'in Hafız Esad'ın cenazesine katılması, genç liderin Türkiye'ye karşı daha sıcak duygular ifade etmesi fırsatını yaratmıştır. Şimdi bunun yaşama geçirilmesini beklemek gerek. Suriyeli diplomatlar, Ankara'dan bir davet gelirse, Beşşar'ın Türkiye'yi ziyaret edebileceğini söylüyorlar.
       Bu arada, iki ülke arasındaki en önemli sorunlardan biri olan su meselesinde bazı adımların atılması söz konusu. "Turkish Daily News"un haberine göre, Türkiye daha önce Şam'ın reddettiği üç aşamalı planını gözden geçirmeye ve ortak komitenin yeniden çalışmaya başlamasını önermeye hazır.
       Böylece Şam'daki değişimin ilk etkilerinden biri, Türkiye - Suriye ilişkilerinde hissedilebilir.



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr