Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünya siyaset tarihinde ilginç bir rekor: Yunan Parlamentosu’nda dün, yeni seçilen milletvekilleri yemin ettiler; ancak görevleri sadece bir gün sürecek. Zira 17 Haziran’da tekrarlanacak seçimler nedeniyle, parlamento büyük ihtimalle, bugün feshedilecek...
İlk bakışta komik görünse de bu olay, aslında Yunanistan’ın halen yaşadığı trajediyi yansıtıyor.
6 Mayıs’ta yapılan seçimlerden sonra, Yunanistan’da bir koalisyon hükümetinin kurulamayacağı belli idi. Partiler arasında bir mutabakat sağlanamayınca, tekrar seçimlere gitmekten başka çare kalmamıştı.
Ancak bu seçimler neyi değiştirecek? Yunanistan içine düştüğü siyasal ve ekonomik karmaşadan kurtulabilecek mi?
Çok şüpheli. Birçok Yunanlının düşündüğü gibi, “yeter ki daha beter olmasın”...

Referandum gibi seçim
Anketlere bakılırsa, yeni seçimlerden radikal sol parti SİRİZA’nın birinci çıkması ihtimali çok yüksek.
Eğer bu tahmin tutarsa, Yunanistan’da şimdiye kadar izlenen politikaları tamamen değiştirmek isteyen SİRİZA yönetiminde bir koalisyon hükümeti kurulacak.
O takdirde “kemer sıkma” yolu ile borçları ödeme politikasına son verilmesi ve Yunanistan’ın euro bölgesinden çekilmesi de gündeme gelecektir. Yunan basını 17 Haziran seçimlerinin aslında bu konuda yapılacak bir referandum olarak nitelendiriyor. Halen Yunanlıların önemli bir kesiminin euro bölgesinden çekilmek istedikleri malum.
Tabii sonuçta karar verecek olan bizzat Yunanistan’dır. Ancak Yunan halkının tercihi, sadece ülkeyi değil, başta Avrupa olmak üzere bütün dünyayı yakından ilgilendiriyor ve de ciddi şekilde kaygılandırıyor.

Avrupa’nın “Hasta Adamı”
Kaygının nedeni, Yunanistan’ın iflas bayrağını çekmesi, borçları ödememesi ve bir de euro bölgesinden ayrılması halinde, bunun AB’yi kökünden sarsması ve küresel ekonomik krizi daha da kızıştırması olasılığıdır.
Avrupalılar günlerdir seçilecek yeni Yunan hükümetinin AB ve IMF ile imzalanan anlaşmaları yırtıp atması ve euro bölgesinden ayrılması halinde neler olabileceğini ve bu takdirde ne yapacaklarını tartışıyorlar.
Şurası muhakkak ki, Almanya başta olmak üzere “kreditör” ülkeler, böyle bir durumda Yunanistan’a yeni bir yardım paketi daha sunmak istemeyecek.
Yunan politikacılarının ve halkının sıkıntılarını ve öfkelerini anlamak mümkün. Ama Yunanlılar, geçmişteki hatalarından dolayı içine düştükleri şimdiki feci durumdan kurtulmasının çok fedakârlık ve zaman isteyeceğini anlamak zorundalar.
Açıkçası Yunanistan daha uzunca bir süre “Avrupa’nın hasta adamı” olarak kalmaya mahkzm görünüyor...

Yeni çeki düzen
Bu hastalık Avrupa’nın başına da iş açacaktır. Yunanistan’ın resmen iflasını ilan etmesi ve borçlarını ödememesi Avrupa bankacılık sistemini sarsacaktır. Hele Atina euro bölgesinden çekilirse, bu, bir trilyon euro’luk maddi zararının yanı sıra, AB’nin mali ve siyasi yapısını zedeleyecektir.
Dün İstanbul’daki bir düşünce kuruluşunda dinlediğimiz deneyimli bir Avrupalı uzman, yüreklere biraz su serperek bir noktaya değindi. Ona göre bu karamsar tablo içinde iyi haber, bu olanların AB’yi tekrar kendine yeni bir çeki düzen vermeye itmesidir. Örneğin, sadece kemer sıkma ve tasarruf politikalarıyla yetinmeyip, “büyüme”ye yönelik düzenlemelere önem verme gereği şimdi daha iyi anlaşılıyor. Ne yazık ki bunda geç kalındı. Ama artık daha zaman kaybetmemeli...