Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       EURO'nun tedavüle girmesi ile yeni bir ivme kazanan Avrupa entegrasyonu, Türkiye için ne ifade eder? AB'nin "derinleşmesi ve genişlemesi" Türkiye'yi nasıl etkiler?
       Bu soruların yanıtı aranırken, önce Türkiye'nin Avrupa denince ne anladığını incelemek gerek. Tıpkı dünkü yazımızda Avrupa'nın Avrupalılar için ne anlam taşıdığını anlattığımız gibi...
       İlk bakışta "bizim için Avrupa ne demektir?" sorusu da basit görünebilir. Bir kere coğrafik bakımdan Türkiye (kısmen yaşlı kıtada bulunması nedeni ile) Avrupalı sayılır. Ayrıca Avrupalı olmak ve Avrupalı olarak kabul edilmek, Türklerin eski bir emelidir.
       Bu güçlü istek, siyasal ve sosyal değişiklik sürecinin başladığı Tanzimat'tan beri vardır. Cumhuriyet'in kurulması ile birlikte Atatürk, Batılılaşmayı (yani o dönemde Avrupa ile sıkı bağlar kurmayı), "muasır medeniyet seviyesi"ne ulaşmak için temel bir hedef olarak belirlemişti. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Türkiye bu yönde önemli adımlar atmış, Avrupa'daki tüm oluşumlara katılmıştır. Bu bağlamda Türkiye daha baştan Avrupa Konseyi'nde ve diğer kuruluşlarda yerini almıştır. Avrupa'nın bir parçası olmak duygusu, Türk ulusuna futboldan (Avrupa Kupası) müziğe (Eurovision) kadar birçok alanda diğer Avrupa ülkeleri ile yarışmak heyecanını vermiştir.
       Ve Türkiye, AB'nin nüvesi olan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile, henüz 1960'larda organik bağlar kurmuştur. 1963 Ortaklık Anlaşması, Ankara'nın daha o dönemde, Avrupa camiasının içinde olmak, aynı değerleri ve olanakları paylaşmak konusundaki arzusunu ve iradesini açıkça ortaya koymuştur.
       * * *
      
NE yazık ki son yıllarda AB'nin Türkiye'yi eşit aday olarak kabul etmemesi, ona dahil olma emeline ve heyecanına gölge düşürmüştür. Bugün Türkiye'de Avrupalılığı ana hedef olarak görenler olduğu gibi, bu fikre soğuk bakanlar, hatta buna karşı çıkanlar da vardır. Diğer bir deyişle toplum bu konuda bölünmüştür.
       Kimine göre (elit), Avrupa Türkiye için bütün manevi değerleri ve maddi olanakları ile, "çağdaşlık" anlamına gelir...
       Kimine göre (İslamcılar), Avrupa Türk kültür ve gelenekleri açısından yabancı bir kavramdır, bir Hıristiyan camiasıdır...
       Kimine göre ise, (aşırı milliyetçiler ve Üçüncü Dünyacılar) Avrupa kendi çıkar ve standartlarını korumaktan başka bir şey düşünmeyen ve bu yüzden Türkiye'yi dışlayan veya onu zayıf düşürmeye çalışan bir topluluktur...
       Bu eğilim farklılıklarına rağmen, Ankara'nın resmi politikası daima Avrupa'nın bir parçası olmak, Avrupalı sayılmak, hatta Pan - Avrupa hareketlerinde yerini almak amacını gütmüştür.
       Örneğin İslamcı, milliyetçi ya da "Üçüncü Dünyacı" politikacıların iş başında bulundukları dönemlerde dahi, Avrupa ile bütünleşme hedefinden bir sapma olmamıştır.
       Avrupa'nın temsil ettiği "yüksek değerler", yani demokrasi, insan hakları, vs. tam olarak uygulanmasa da, Türkiye'de daima ulaşılmak istenen bir hedef olarak görülmüştür. Diğer ilginç bir nokta da, AB'ye soğuk bakanların dahi, Türkiye'nin Avrupa'dan kopmasını istememeleridir.
       * * *
       TÜRKİYE'de Avrupa ile bütünleşmeden yana olanların argümanları, Avrupa'ya bakış açılarından kaynaklanıyor: Avrupa, Türkiye için uygarlık ve çağdaşlık ifade ediyor. Türkiye'nin daha özgür ve demokratik standartlara ulaşması, Avrupalılarla aynı değerleri paylaşması anlamına geliyor. Aynı zamanda Türk toplumunun refah seviyesini yükseltmesi, yaşam tarzını geliştirmesi manasını taşıyor.
       Ancak dünkü yazımızda belirttiğimiz gibi, şimdi "yeni Avrupa"nın özellikleri arasına giren birtakım yeni kriterler, ilkeler var. Örneğin, egemenlik, ulusal sınırlar, azınlıklar, ademi merkeziyetçilik gibi... Demokrasi, insan hakları gibi değerlerin yanında şimdi artık bu yeni kavramlara da yer veriliyor. Bugün Avrupalılık bunları da içeriyor. Sadece ekonomide veya politikada değil, çevreden eğitime kadar birçok alanlarda bütünleşmek için evrensellik kıstasları benimseniyor.
       Türkiye işin bu yönünü görmüyor ve tartışmıyor. Oysa, Avrupa'yı veya Avrupalılığı yeni değerler ve kavramları ile ele almamız gerek artık. Tabii Avrupa'nın bir parçası olmak amacını koruyorsak...



Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr