Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Afganistan, öteden beri büyük güçlerin ve bölgedeki ülkelerin karşı karşıya geldiği bir nevi satranç tahtasına benzetilir. Bu terimi ilk kullanan Lord Curzon'a göre, Orta Asya'nın göbeğindeki bu geri kalmış ülke, dış güçlerin "hakimiyet kurma iştahını" hep kabartmıştır.
İngiliz romancı Rudyard Kipling'in popüler deyişi ile "Büyük Oyun", 1809'da Britanya İmparatorluğu ile Çarlık Rusyası arasında başlamış ve yüzyıl boyunca devam etmiştir.
Oyunun ikinci perdesi, Soğuk Savaş yıllarında ABD ile Sovyetler Birliği arasında oynanmıştır. Sovyetler'in 1978'den itibaren, Afganistan'ı işgal ederek sürdürmeye çalıştığı oyunu, Amerikalılar - yanlarına Pakistan ve Afganistan'daki mücahitleri almak sureti ile - bozmuştur. Ancak bunun sonucunda Afganistan içindeki dengeler değişmiş, Taliban yönetimi ele geçirip kendi ideolojik düzenini hakim kılmıştır.
11 Eylül saldırısı, Bin Ladin'in Taliban ile ilintisi nedeni ile Afganistan'ı yeniden sahneye taşımıştır. Şimdi bu talihsiz ülkede "Büyük Oyun"un yeni bir perdesi oynanıyor...
* * *
BU perdenin ilk bölümünde, ilginç görüntüler var. Bir kere aktörler çok. Ve en azından bu aşamada, belli başlı aktörler aynı safta yer alıyor. Nitekim Batılılar dışında Rusya'dan Çin'e, Pakistan'dan Özbekistan'a kadar birçok ülke, ABD ile birlikte, Bin Ladin'e ve Taliban'a karşı cephe almış bulunuyor.
Ancak, bütün bu ülkelerin kendi çıkarlarına göre farklı stratejik hedefleri olduğu kuşkusuz. Bu da, ileride oyunun kızışabileceği, hatta "oyun içinde oyunlar" sahnelenebileceği izlenimi veriyor.
Kabil'de ileride nasıl bir rejimin kurulması gerektiği ve ülkedeki çeşitli etnik ve siyasal unsurların ne şekilde bir araya getirileceği hususunda şimdiden herkes kendine göre hesaplar yapıyor.
Örneğin, bugün aynı safta duran ABD ile Rusya'nın ileride daha belirgin olarak ortaya çıkabilecek farklı gündemleri var. Rusya kendi "arka bahçesi" olarak gördüğü Orta Asya'da ABD'nin nüfuzunu artırmasını elbet istemez. Şimdilik belirli bir hedefe yönelik politikada el ele veren bu iki ülkenin beraberliği ileride pekala sarsılabilir...
* * *
AFGANİSTAN'a karşı girişilen askeri operasyonların henüz bu noktasında bile "ilgili" tüm ülkeler şimdiden "Taliban sonrası" dönemde izleyecekleri politikaları şekillendirmeye çalışıyorlar.
ABD, kendisine taraftar geniş bir koalisyondan yana olduğunu söylüyor. Pakistan'ın görüşü de bu doğrultuda. İslamabad yeni yönetimde kesinlikle (kendisine yakın olan) Peştunları - ve dolayısı ile "ılımlı" Talibanları - görmek istiyor.
Ama Rusya farklı düşünüyor. Onun çıkarları, şimdiye kadar destekliği Kuzey İttifakı'nın dizginleri ele alması ve Taliban'ın tamamen dışlanmasıdır.
Moskova'dan kopmak için fırsat kollayan ve şimdi ABD'nin yanında yer alan Özbekistan da, Kuzey İttifakı'na dayalı bir yönetimden yana.
İran da bu oyunda ilginç bir rol almaya başladı. Tahran, ABD'ye şaşırtıcı biçimde yakınlaşmaya başladı. Taliban'a karşı tutumu ve Kuzeyli Şiilere yakınlığı İran'ı bu yola itiyor...
Evet, "Büyük Oyun" eski sahnede, yeni oyuncularla ve farklı senaryolarla yeniden başlıyor...