Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Rusya'daki seçimlerin sonucu, Çeçenistan dramı üzerinde nasıl bir etki yapacak?
       Çeçenistan olaylarının gölgesi altında yapılan seçimlerin Duma'da yarattığı değişiklik ve bu arada Başbakan Vladimir Putin'e kazandırdığı yeni güç, bu soruyu gündeme getiriyor.
       Putin'in önünde şimdi iki seçenek var: Ya Çeçenistan'a hakim olmak için askeri harekatı, her ne pahasına olursa olsun, sonuna kadar sürdürmek; veya siyasal bir çözüme imkan vermek için Grozni'ye karşı haftalardan beri yürütülen saldırılara son vermek...
       * * *
       ŞU anda Putin'in bu iki şıktan hangisini seçeceği tam belli değil. Seçim sonucunun dolaylı olarak (özellikle desteklediği Birlik grubunun başarısı nedeni ile) kendisi için bir zafer olduğu kuşkusuz. Başbakan bu zaferini de büyük ölçüde, Çeçenistan konusunda izlediği "kararlı" politikasına borçlu. Açıkçası Rus ordusunun Çeçenistan'a karşı yürüttüğü savaş, olayın insanlık dışı, dramatik yanını görmezlikten gelen Rus halkının büyük kesimince, destek görüyor.
      
Ordunun da güvenine sahip olan Putin, şimdi Çeçenistan'da "işi bitirmek" isteyebilir. Gerçi bunun kolay olmadığı son günlerde Rus birliklerinin bir türlü Grozni'nin merkezine girememesi ve Çeçen gerillarının sert direnişiyle karşılaşılması ile açıkça görüldü. Gerçek şudur ki, bu, sonuçta Rusların kazanamayacağı, Çeçenlerin de kaybedemeyeceği bir savaş.
      
Şimdi bir umut var: Belki de Putin, seçimlerin sonucundan cesaret alarak, Çeçenistan sorununa farklı biçimde eğilmeyi ve barışçı yolları denemeyi yeğleyebilir...
       * * *
       BÖYLE bir tercihin Rusya'nın çıkarlarına daha uygun olacağı kuşkusuz.
       Rusya Çeçen halkına karşı katliama dönüşen saldırıları nedeni ile, uluslararası camiada itibarını yitirmiş ve yalnızlığa düşmüştür.
Ekonomisi bozuk olan ve dış desteğe muhtaç durumda bulunan Rusya bu politikanın çok ağır faturasını ödemek tehlikesi ile karşı karşıyadır. Gerçi şu ana kadar ABD'den AB'ye, AGİK'ten G - 8'lere kadar çeşitli ülke ve kuruluşlar, Rusların canını acıtacak sert bir yaptırım uygulamaktan çekinmiştir. Ama Moskova tavrını değiştirmezse, uluslararası camia daha uzun zaman hareketsiz kalamayacaktır.
       Kaldı ki, Grozni'yi harabeye çeviren, sivil halkı hedef alan askeri operasyonlarla bir yere varılamayacağını, Ruslar daha birkaç yıl önceki deneyimlerinden, iyi anımsamaları gerekir. Grozni'nin "düşmesi" ile sonuçlanacak bir "askeri zafer" dahi, bu sorunun "sonu" olmayacaktır. Şimdi gelinen noktada yapılacak şey, hemen ateşi kesip ("teröristler"i de safdışı edebilecek) bir uzlaşma sağlamaktır...
       * * *
       ÜNLÜ Amerikalı düşünür Samuel Huntington "New York Times"ta çıkan bir yazısında, çarpıcı bir fikir ortaya attı: "Çok - uygarlı imparatorluklar dönemi sona ermiştir ve Rusya da Çeçenistan'daki hakimiyetini ancak altından kalkamayacağı bir fiyat ödeyerek sürdürebilecektir" diyen "Medeniyetlerin Çatışması" eserinin yazarı, şöyle devam ediyor: "Rusya'nın bundan sonraki lideri, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü karşısında Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği gerçekçiliği örnek alırsa ve çok - etniğe ve çok - medeniyete dayalı bir imparatorluk hayalini sürdürmek yerine, tümü Rus bir Rusya görüşünü benimserse daha isabetli olur"...
       Huntington'un tüm çatışmaların kökeninde uygarlık (din ve kültür dahil) farklarını gören saplantı derecesindeki fikri, her olay için geçerli sayılmayabilir. Ama yukarıdaki ifadesi, düşündürücüdür...


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr