Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ortada iki karşıt görüş var:Iraka asker gönderilmesine karşı olanlara göre, Türkiye halen Irak halkının direnişiyle karşılaşan Amerikan işgaline ortak olmamalı. Böyle karışık bir ortamda Mehmetçik için bir risk almaya gerek yok. Üstelik Süleymaniye rezaletinden sonra Türk askerinin ABDye destek vermesi de bir saçmalık...Asker gönderilmesine taraftar olanlar ise, Türkiyenin Irakta askeri varlığının bulunmasının lüzumuna inanıyor ve ancak bu şekilde Irakın geleceği üzerinde söz sahibi olabileceğini savunuyor. Kaldı ki, ABD ile ilişkilerin yeniden canlandırılması da, böyle bir askeri işbirliğinin kurulması ile mümkündür.Bu iki görüş etrafındaki tartışmalar herhalde önümüzdeki günlerde daha da kızışacak. Ancak şu sırada bu konuda "çok bilinmeyenler" var: ABD tam olarak ne istiyor? Washington BM şemsiyesi altında bir uluslararası kuvvete razı mı, yoksa şimdiki "istikrar gücü"nü kendi otoritesi ve nüfuzu altında tutmaya mı kararlı? Önce bunun netleşmesi lazım. Ayrıca eğer Türk askerinin Irakta görevlendirilmesi konusu ciddi olarak görüşülecekse, bu görevin tüm şartlarının (statüsünden konuşlanacağı bölgeye kadar) açıklık kazanması da şart.***TÜRKİYEde bu konuda görüşüne ve tavsiyelerine başvurulması gereken otoritelerin başında emekli Org. Çevik Bir geliyor.Somalide 1993 - 94 yıllarındaki iç savaş sırasında BM Barış Gücü Komutanı olarak görev yapan Çevik Paşa dünkü söyleşimizde, her şeyden önce Türk askerinin eğer Iraka gidecekse, tüm koşulların açıklığa kavuşması gerektiğini vurguladı. Paşa şöyle dedi: "Eğer BMnin daveti üzerine gidilecekse, görevin BM anayasasının hangi maddesine göre yerine getirileceğini netleştirmek lazım. Yedinci madde, barışı koruma görevini veriyor ve ancak meşru savunma halinde silah kullanmayı mümkün kılıyor. Altıncı madde ise, bir savaş halini öngörüyor ve ona göre yetki veriyor... Eğer ABD, sadece ikili bir anlaşma ile asker istiyorsa, o zaman bütün şartların müzakere edilmesi ve netleştirilmesi şart. Ben BM yetkisinin sağlanmasından yanayım ve ABDnin de bu yönde hareket etmesinin daha doğru olacağı kanısındayım."Org. Birin değindiği önemli bir husus daha var: "Türkiye 50 yıllık bir NATO deneyimine sahip. TSK, NATO standartlarını en iyi bilen orduların başındadır. Polonya ise daha NATOya yeni girmiştir, standartlarını yeni öğrenmektedir. Bu bakımdan Türk askerinin Polonya komutanının emrine girmesi kabul edilemez. Aslında uluslararası barış gücünün komutanlığının Polonyaya verilmesi de doğru değildir."Çevik Paşa, eğer Iraka asker gidecekse, görev yapması düşünülen bölgenin önceden çok iyi incelenmesi ve risk payının asgariye düşürülmesi gerektiğini söylüyor ve Somalide Alman, Fransız, Belçika askerlerinin bu şekilde en güvenli yerlerde görev yaptıklarını anımsatıyor."Türkiyenin Irakta askeri varlık göstermesi iyi ama, bir tek Mehmetçiğin burnunun kanamasını istemeyiz" şeklinde konuşan Çevik Bir, kararı aceleye getirmeye gerek olmadığını belirttikten sonra "Bir de diğer ülkelerin, Avrupalıların da ne yapacağını görmekte yarar vardır" diyor.Gerçekten bunlar dikkate alınması gereken tavsiyeler... skohen@milliyet.com.tr TÜRKİYE Iraka "asker göndersin mi, göndermesin mi" tartışması, henüz bu konuda esas müzakereler başlamadan ve hükümet bir karar almadan, başladı bile. Ve bu mesele - aynen Irak Savaşı öncesinde Amerikan askerlerine Türkiyeden geçiş izni verilip verilmemesi üzerindeki tartışmalar gibi - toplumu şimdiden ikiye bölmüş durumda.