Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Amerikalı diplomat Richard Holbrooke ile iki yıl önce Kıbrıs özel temsilcisi olarak Türkiye'ye yaptığı ziyaretlerin birinde bir sohbetimiz sırasında, Kıbrıs sorununun neden yıllar boyunca çözümlenemediği konusunu tartışmıştık.
       Holbrooke şu görüşü öne sürmüştü: "Halledilmesi zor olan ve yıllarca sürüncemede kalan meselelerde, ancak tarafları çözüm konusunda teşvik edecek bir "dürtü" (incentive) gerçekleşince bir çıkar yol bulanabilir. Bu "dürtü" tarafların kendi içlerindeki gelişmelerden veya dünya konjonktüründen de kaynaklanabilir. Ama Kıbrıs sorununda tarafları çözüme itecek böyle bir motivasyon henüz ortada yok"...
       ABD'li diplomatın deyişi ile Kıbrıs Türkleri gibi Kıbrıslı Rumlar da "çözümsüzlüğün nisbi rahatlığı" içinde idiler. Türk tarafı fiili statü içinde kendilerini güvende hissediyor, KKTC ayrı bir varlık olarak kurumlaşıyor, Türkiye de ona maddi, manevi tam destek sağlıyordu... Rum tarafı ise, devlet olarak tanınmanın tüm avantajlarını kullanıyor, uluslararası platformlarda boy gösteriyor, ekonomik bakımdan refah içinde yaşamını sürdürüyordu...
       * * *
       YAKIN tarihte çözülmesi zor olan ve yıllarca gündemde kalan bazı sorunların, iç veya dış dinamikler sonucunda hal yoluna girdiği görülmüştür.
       Holbrooke'un Kıbrıs konusunda birkaç yıl önce yaptığı tespit aslında bugün için de geçerlidir. Gerçi taraflar çözüm bulma çabası içindeler, ama kendi şartları üzerinde de ısrarlılar. Çözüm olmadığı takdirde de kendi yollarına devam edebileceklerine inanıyorlar. Daha açık bir ifade ile, yönetim düzeyinde "çözüm olmasa da olur" görüşü hakim...
       Ama son zamanlarda iki tarafta da olup bitenlerin objektif bir tahlili, bazı yeni faktörlerin ortaya çıktığını gösteriyor.
       KKTC'de çözüm lehinde bir akım var. COMAR'ın birkaç gün önce açıklanan anket sonuçlarına göre, çözüm isteyenlerin oranı yüzde 58.9'u buldu. Federal çözüm lehindekilerin oranı yüzde 31.7, konfederasyon yanlılarının oranı ise yüzde 27.2. Kıbrıs Türklerinin yüzde 97'si AB'ye girmek arzusunda.
       Kıbrıs "dolaylı" görüşmelerinin New York'ta başladığı gün, ilginç bir gelişme oldu. Lefkoşa'nın "ara bölgesi"nde 10 bin Türk ve Rum "Barış ve Karşılıklı Anlayış Festivali"nde bir araya geldi. İki kesimin yedi partisinin düzenlediği bu etkinliğe KKTC'den koalisyon ortağı TKP, Rum kesiminden de Klerides'in DİSİ partisi katıldı... Aynı gün New York'ta görüşmelerin başlaması vesilesi ile konuşan TKP lideri Mustafa Akıncı da, "artık çözüm zamanı gelmiştir" mesajını verdi.
       KKTC'de ekonomik krizle yüzeye çıkan ve artık siyasal bir boyut alan sivil toplum hareketi, çözüm lehinde bir platform oluşturuyor...
       * * *
       KIBRIS Rum kesimi için çözüm lehindeki eğilime ivme kazandıran faktör, AB üyeliği perspektifidir. Rumlar AB üyeliği konusunda fevkalade arzulu. Hatta gerekirse sadece Güney Kıbrıs olarak (yani "Kuzeyi kaybetme" pahasına) birliğe girmek istiyorlar. Ancak, AB çözüm olmadan, Kıbrıs'ı üye olarak almak konusunda oldukça tereddütlü. Bazı Rum politikacıları bunun farkında. Çözümsüzlük, Kıbrıs'ın üyeliğinin hayal olarak kalmasına yol açabilir...
       Özetle, şimdi Kuzey Kıbrıs'ta iç nedenlerden, Güney Kıbrıs'ta da dış etkenlerden ötürü bazı yeni trendler ortaya çıkıyor.
       Bunlar, çözüm için yeterli bir "dürtü" oluşturuyor mu? Bu yeni akımlar, yöneticileri karşılıklı olarak daha uzlaşıcı bir tavır almaya sevk edecek mi? Göreceğiz...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr