Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tabii bu sorunun yanıtı, seçim sonucuna, yani ülkedeki çeşitli etnik ve dinsel grupların yeni Meclis'te -ve dolayısıyla hükümette- ne şekilde temsil edileceğine, siyasi dengelerin nasıl oluşacağına da bağlı.Yarın, bu yıl içinde üçüncü kez sandık başına gidecek olan Iraklıların vereceği oy, gerçekten Irak'ın siyasi kaderini belirleyecek. Seçilecek olan parlamento ile, ülkede siyasal yaşam normalleşecek. Ona göre bir başbakan ve bir hükümet işbaşına geçecek. Referandumdaki eğilimlerin ışığında, yeni anayasa üzerinde daha dengeli bir siyasi yapılanma için, gerekli değişiklikler yapılacak... Tabii her şey "normal" giderse...* * *BU seçimlerin "anormal" şartlarda yer aldığı açık. Irak'ı kasıp kavuran şiddet nedeniyle olağanüstü tedbirler uygulanıyor. Örneğin Irak'ın sınırları kapatılıyor, seçim nedeniyle 5 günlük bir "resmi tatil" ilan ediliyor, gece sokağa çıkma yasağı konuyor...Ama bütün bu "anormalliklere" rağmen, nispeten özgür sayılan bir seçim yapılıyor. Irak toplumunun çeşitli kesimlerini temsil eden 226 grup veya partiye mensup 6 bin aday, yeni mecliste yer almak için yarışıyor. Kampanya sırasında her türlü ideolojik veya siyasal görüş ortaya atıldı (ABD işgaline ve bugünkü rejime karşı görüşler dahil). Yıllar boyunca Saddam diktasına alışmış Iraklılar için, bir yenilik bu...* * *TABİİ ki Irak'taki seçimleri, Batı'daki standartlara göre, "demokratik" saymak zor. Çünkü başta da belirttiğimiz gibi, Irak'ta "anormal" koşullar egemen.Ancak bu hali ile dahi, Irak'taki bu yeni siyasal süreç, daha demokratik bir gelecek için umut veriyor.Peki, daha huzurlu ve istikrarlı bir gelecek için?.. İşte bu belli değil.Bu seçimlerin demokratik rejim ile birlikte, birlik-beraberlik, istikrar ve huzur sağlaması, bir dizi şartın yerine getirilmesine bağlı. Şiddet sona ermeli, "direnişçi" veya "terörist" çeşitli gruplar etkisiz hale gelmeli. Aksi halde barış ve güvenlik sağlanamayacaktır.Koalisyon güçlerinin geri çekilmeye başlaması ve "işgal"in son bulması, ülkenin normal şartlara dönmesini hızlandıracaktır.Yeni meclisin gerçekten "temsili" olması için yeni yönetimde Sünnilerin yeterince yer alması önemli. (Neyse ki Türkiye'nin de katıldığı girişimler sonucunda bunun gerçekleşmesi umudu güçlendi).Yeni yönetimin ülkedeki dengeleri dikkate alarak, anayasanın öngördüğü federal sistem içinde, Irak'ın toprak bütünlüğünü koruyan bir politika izlemesi şart. Aksi halde ülkenin bölünmesi, parçalanması kaçınılmaz... * * *TABİİ bütün bunlar çeşitli kesimler arasında uyum ve işbirliğini gerektirir.Irak'ın asıl zor işi, seçimlerden sonra başlıyor. Bu şartlarda hem siyasi yapılanmayı tamamlamak, hem demokrasi ile istikrarı aynı zamanda kurmak, hiç de kolay değil. Ama Irak'a da bunu gerçekleştirme şansını vermek lazım.Dr. Henry Kissinger son bir makalesinde "seçimlerden sonra Irak'taki siyasal evrime katkıda bulunmak üzere" Türkiye'den Pakistan'a, AB'den Hindistan'a kadar çeşitli ülkelerin katılacağı bir "Siyasal Temas Grubu"nun kurulmasını öneriyor. Doğrusu, seçim sonrasında Irak'ın böyle bir desteği ihtiyacı olacak... skohen@milliyet.com.tr "NORMAL" ülkelerde seçimler konusunda önceden sorulan soru, "kimin kazanacağı"dır. Yarın Irak'ta yapılacak seçimler konusunda ise merak edilen husus, daha çok "seçimden sonra ne olacağı"dır.