Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Arı Hareketinin dün İstanbulda düzenlediği konferansta, bu konuda Türkiyeyi yakından bilen üç Avrupalı uzmanın tavsiyelerini dinledik."AB Üyeliği Yolunda Türkiye" panelinde eski Devlet Bakanı ve CHP milletvekili Kemal Dervişle birlikte yer alan yabancı konuşmacılar, aralık zirvesinden Türkiyeyle müzakerelerin başlatılması kararının çıkacağından emin görünüyorlar.Yeşil ışığın 2005 için yakılacağı varsayımından hareket edersek, çok uzun ve çetin geçeceği anlaşılan müzakere sürecine şimdiden hazırlanmak ve neler yapmak - veya yapmamak - gerektiğini saptamak lazım.Bu açıdan Arı Hareketinin "Avrupa Reformu Merkezi"yle (CER) düzenlediği konferansta söylenenler üzerinde durulmaya değer.* * *ÜÇ Avrupalı uzmanın bu konudaki tavsiyelerini kısaca özetleyelim:Heather Grabbe (CER yardımcı direktörü ve AB Komisyonunun genişleme bölümünün yeni üyesi): Müzakere süreci artık "teknokratik" bir nitelik taşıyacak, ekonomik konular ön plana geçecek. Bu konulara uyum sağlamak için alınacak bazı kararlar çeşitli sektörleri etkileyecek, bazı işyerlerinin kapanması gibi sonuçlar yaratacak. Buna hazır olmak lazım...Bu süreçte insanların günlük yaşamını ve eski alışkanlıklarını da etkileyecek durumlar ortaya çıkacak. (Örneğin kokoreçin yasaklanması gibi)... Halk "AB bize nasıl karışır?" diye soracak. Bu nedenle kamuoyunun psikolojik bakımdan buna hazırlanması ve mevcut kurallara ayak uydurması gerek... Lord David Hanney (tanınmış İngiliz diplomat): Komisyon raporunda hoşunuza gitmeyen kısımları (işçilerin serbest dolaşımı gibi) elbet müzakere edeceksiniz. Ama bunun kriz noktasına gelmemesine özen gösterin. Bu uzun bir süreç olacağına göre, itirazlarınızı daha işin başında ortaya koymak, akıllıca bir davranış olmaz...Türkiyedeki siyasi partiler, Avrupadaki partilerle temas kurmalı. Bugünkü iktidar partileri zamanla değişecek. Halen muhalefette bulunan partilerle diyaloğa geçmelisiniz...Kıbrıs meselesinde Türk tarafının Annan planını kabul etmesi çok isabetli oldu. Bundan pişman olmayın, geri adım atmayın. Bunu yaparsanız sadece Rumları memnun edersiniz... Bu arada Türkiye, dış politika ve güvenlik konularında AB içinde rol oynayabilir. Bu yönde inisiyatifini kullanmalıdır. Joost Lagendjik (Avrupa Parlamentosu üyesi): Avrupadaki bağrışmalara, çatlak seslere kulak asmayın. Bunlar olacak. Siz soğukkanlılığınızı koruyun. Türkiyenin diğer AB üyelerinden farklı olduğu söylendiğinde kızmayın. Elbet ki farklısınız. Ama bunu ABnin size karşı kasti bir ayrımcılık uyguladığı şeklinde algılamayın... ABye giren, muktesebata, kurallara uymak zorunda. Bu bir ölçüde egemenlikten fedakarlık yapmayı gerektirir. Bu konuda esnek olmalısınız... * * *EVET, başlıca tavsiyeler bunlar...Dün konferans salonunun dışında konuştuğumuz bir yabancı diplomat, Türkiyenin üyeliğiyle ilgili olarak İngilizce "hard nut" terimini kullandı. Yani "çetin ceviz" veya daha Türkçesi, "demir leblebi"... Hem AB hem de Türkiye için buna katlanmak da şart... skohen@milliyet.com.tr AB zirvesine iki ay kala, Türkiye müzakereler için, yakın bir tarih almak ve bu sürecin üyelikle sonuçlanmasını sağlamak için ne yapmalı?