Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Kapatmalı mı, kapatmamalı mı?
       Almanya'da günlerden beri tartışılan bir soru bu.
       Söz konusu olan, aşırı sağcı Ulusal Demokratik Partisi (NPD)'nin kapatılmasının doğru olup olmadığıdır.
       Sorun, son zamanlarda ırkçı şiddet eylemlerinin ciddi boyutlar alması üzerine gündeme gelmiş bulunuyor. Özellikle yabancı ve Yahudi düşmanı Neo - Nazilerin kanlı saldırılarının arkasında NPD'nin bulunduğuna ilişkin deliller karşısında, hükümet ve eyalet makamları artık daha etkin önlemler almak zamanının geldiğine inanıyor.
       Düşünülen önlemlerin başında da, NPD'nin yasaklanmasını sağlayacak yasal işlemin yapılması geliyor.
       * * *
       ALMANYA'da yasalar, ülke güvenliğini ve demokratik düzenini tehdit eden siyasi kuruluşlara karşı böyle bir işlemin yapılmasına müsait. Nitekim 1950'lerde, biri Neo - Nazi, diğeri komünist iki parti, bu yasalar uyarınca kapatılmıştı.
       1964'te kurulan NPD ise, başta ırkçı ve faşist yüzünü kapatıp, legal zeminde tutunabilmek için, demokratik bir çehreye büründü. Ve bu sayede sadece eski veya yeni Nazi sempatizanlarını değil, - özellikle iki Almanya'nın birleşmesinden sonra Doğu bölgesinde - işsizler, hoşnutsuzlar ve saldırgan ruhlu gençleri kendi bünyesinde topladı. Ulusal parlamentoda ve yerel meclislerde de yerini alabildi.
       Ancak son zamanlarda NPD'nin ırkçı terör eylemleri ile ilintisinin iyice ortaya çıkması, Alman hükümetini - ve halkın geniş kesimini - ciddi şekilde kaygılandırmaya başladı. Son olaylar, medyanın, sivil toplumun, siyasi partilerin ve de yöneticilerin sert tepkisine yol açtı.
       Halen hükümet ve eyalet yönetimleri bir dizi önlem üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. NPD'nin yasaklanması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması, tasarlanan tedbirlerden biri. Düşünülen diğer önlemler arasında, "aşırı görüşlü" devlet memurlarının işine son verilmesi, mevcut yasaların daha titizlikle uygulanması, ırkçı şiddete karşı cezaların ağırlaştırılması, güvenliğin sıklaştırılması ve ırkçılığa karşı geniş bir eğitim kampanyasının başlatılması da var...
       * * *
       KUŞKUSUZ bu önlemler arasında en çok tartışılanı, "kapatmalı mı, kapatmamalı mı" konusudur.
       Schröeder hükümeti ve şimdiye kadar tavırlarını açıkça ortaya koyan bazı Lander (eyalet) yöneticileri, devletin iç güvenliğini ve huzurunu, ayrıca demokratik anayasal düzenini korumak için, NPD'nin kapatılmasından yana. Bunu politikacılar, akademisyenler ve yazarlar arasında savunanlar da var.
       Ama NPD'ye ve özellikle ırkçı şiddete karşı olanlar arasında karşı görüşü öne sürenler de tabii. Onlara göre, demokrasiyi korumak için bazı demokratik hak ve özgürlükleri kısıtlamak doğru değil. Eylemcilerin cezalandırılması, güvenliğin etkin biçimde uygulanması ve bu tür şiddete yol açan sosyal ve ekonomik nedenlerin ortadan kaldırılması yeter. Kaldı ki, NPD'nin yasaklanması, pratikte ona destek olanların "yeraltı"na geçip daha tehlikeli olmalarına da yol açabilir.
       "Berliner Zeitung" gazetesi önceki gün şöyle yazıyordu: "Demokrasi ancak demokratların varlığı ile güçlü olabilir. Fakat kimse demokrat olarak doğmaz. Demokrasiyi öğrenmek zorundayız. Bunun için kendimizi eğitmeliyiz. Bunun için de muhaliflere ihtiyaç vardır. Onlar olmadan, hatta sürtüşme olmadan, gerçek demokrat olamayız."
       Almanya'daki bu tartışmalar, benzer sorunlarla karşılaşan (Türkiye gibi) ülkeler için oldukça ilginç ve esinlendiricidir...


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr