Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       GÖZLER, günlerden beri, "sıcak olaylar" nedeni ile, Irak'a takılıp kaldı; ama Ortadoğu'nun diğer kesimlerinde de dikkatle izlenmesi gereken gelişmeler oluyor.
       Ürdün'de Kral Hüseyin'in, kardeşi Veliaht Prens Hasan'ı azledip yerine, halefi olarak oğlu Prens Abdullah'ı ataması, bu "diğer olaylar" arasında, en dikkat çekici olanı...
       Ürdün'de olup bitenler aslında, bölgede perde arkasında yer almakta olan bazı kıpırdamaların ve olası yeni bir hareketliliğin işaretini veriyor.
       "Le Monde" gazetesi bu işareti, Ortadoğu'da "dinozorlar dönemi"nin sonunun yaklaşmakta olduğu şeklinde değerlendiriyor.
       Gerçi yaş itibarı ile Arap liderlerinin ancak bir - ikisi "dinozor" sayılır: Hasta olan Suudi Arabistan Kralı Fahd 79, Birleşik Arap Emirlikleri lideri Zayid Bin Sultan 83, Mısır Başkanı Mübarek de 70 yaşında. Şimdi hasta olan ve çekilmeyi düşünen Ürdün Kralı Hüseyin ise nispeten genç sayılır: Yaşı 63. Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esad da öyle: 69 yaşında...
       Ama bu liderlerin - ister kral, ister cumhurbaşkanı olsunlar - "dinozor" yanı, uzun yıllardan beri iktidarda olmalarıdır.
       "Küçük Kral" diye bilinen Hüseyin, tam 46 yıldır tahtta. Suriye'nin "Güçlü Adamı" Esad iktidarı ele geçirdiği 1968'den beri - yani 30 yıldır - ülkesini yönetiyor. Daha demokratik bir ülke sayılan Mısır'da dahi Başkan Mübarek 18 yıldır bu koltukta oturuyor...
       * * *
       ACABA bu "siyasi dinozorlar"ın sonu geliyor mu?
       Kral Hüseyin'in durumuna bakılırsa, en azından Ürdün, bir değişikliğin arifesinde bulunuyor. Kral Hüseyin'in oğlu Veliaht Prens Abdullah dün 37. yaşgününü kutladı. Yani yaşça genç. Ama devlet tecrübesi olarak da "sıfırdan" başlamak zorunda.
       Kral Hüseyin'in sağlığı elverirse, Prens Abdullah önümüzdeki aylarda onun gözetimi altında devlet idaresinin, iç ve dış sorunların inceliklerini öğrenecektir. Ürdün, Kral Hüseyin'in yönetiminde, istikrarlı bir dönem yaşamıştır. Nüfus yapısının çelişkili özelliklerine rağmen (yüzde 60'ı Filistin kökenli) Kral ulusunu birleştirebilmiş, İslamcıları dahi siyasal sistemin içine almıştır.
       Kral Hüseyin'in hafta içinde alelacele yaptığı aziller ve tayinler (bu arada ordudaki değişiklikler), daha hayatta iken "yumuşak bir geçiş" sağlamak ve istikrarı garantiye almak istediğini gösteriyor.
       Kuşkusuz Ürdün'ün Hüseyin'den sonra da aynı yolu izlemesi, bölgedeki istikrar ve güç dengeleri açısından, zorunlu. Türkiye için de Ürdün'ün aynı çizgide kalması ve Ankara'ya aynı yakınlığı sürdürmesi, büyük önem taşıyor...
       * * *
       ŞİMDİLİK Kral Hüseyin dışında bölgedeki "siyasi dinozorlar" arasında yönetimi bırakmayı ve hele iktidarı demokratik usullerle devretmeyi düşünen bir lider yok.
      
Suriye'de 9 Şubat'ta Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Ama şimdiden Hafız Esad'ın yeni bir 7 yıllık dönem için seçileceği biliniyor. Karşısında başka rakip yok çünkü!
       Sağlık durumu pek iyi olmayan Esad, "ilerde" yönetimi oğlu Başar'a devretmeyi düşünüyor. Orduda yetişen 34 yaşındaki Başar giderek yönetime ısınmaya çalışıyor. Hafız Esad'ın ömrü 2006 yılına kadar yeterse, herhangi bir iktidar değişikliği olmaz. Ama bunun garantisi yok tabii. Esad'dan sonra Suriye'de beklenmedik olaylar da meydana gelebilir...
       Suudi Arabistan'da da yaş ve sağlık faktörleri, yönetimin geleceğine yeni bir yön verebilir. Hasta Kral'ın işlerini yürüten Prens Abdullah da 70 yaşında. Yani o da "dinozorlar" cümlesinden! Saray eski usullerle ülkeyi sıkı kontrol altında tutmakla beraber, toplumda birtakım kıpırdanmalar da (örneğin kadınlar arasında) oluyor...
       "New York Times"ın Ortadoğu uzmanı Thomas L. Friedman, önceki günkü bir yazısında Ortadoğu'da bazı "değişim seslerinin" duyulmakta olduğunu belirtiyor ve bunları üç nedene bağlıyor: 1- Biyolojik (yani liderlerin yaşlanması). 2) Jeolojik (petrol fiyatlarının düşmesi). 3) Teknolojik (küreselleşme)...
       Galiba Ortadoğu'da "politik" değişim, en çok "biyolojik" faktöre bağlı!..




Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr