Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


TÜRKİYE ne kadar sevinse ve övünse yeri vardır. Abdullah Öcalan'ın Kara Afrika'nın göbeğinden James Bond'vari veya Entebbe stili bir operasyonla Türkiye'ye getirilmesi gerçekten olağanüstü bir başarı.
Dış dünya da bunu Türkiye'nin zaferi olarak alkışlıyor. Bu vesile ile Türkiye'nin uluslararası platformdaki konumu ve ağırlığı ortaya çıkıyor.
Olayın Ankara'nın dış ilişkileri açısından anlamı ve olası etkileri konusunda da şu tespitleri yapmak mümkün:
* Türkiye, Suriye'yi Apo'yu kovmaya zorladıktan sonra aktif bir diplomasi ile hedefe ulaşmayı başarmış, yani PKK başının Türkiye'ye gelmesini sağlayabilmiştir. Bu arada Türkiye'nin zaman zaman bazı Avrupa ülkeleri ile (İtalya, Yunanistan ve Rusya gibi) sıkıntıları olmuştur. Ancak genelde Avrupa Apo'ya sığınma hakkı vermekten kaçınmış, Türkiye ile yakın temas halinde olmuş, onunla işbirliği de yapmıştır.
* Apo'nun yakalanmasında - resmen açıklanmamakla beraber - ABD'nin rol oynadığı anlaşılıyor. İlginçtir, daha 3 gün önce Öcalan'ın Kara Afrika'da - Kenya'nın da ismi zikredilerek - bulunduğuna ilişkin bazı haberler ABD basınında yer almıştı. ABD'nin Apo olayında daha işin başında mutlaka Türkiye'ye iadesini istediği de unutulmamalı. Yani bu konuda ABD Ankara'ya tam destek vermiştir.
* Olayın son aşamasında Yunanistan'ın rolü henüz açıklık kazanmadı.
Başta Apo'nun Kenya'ya naklinde "Yunan parmağı" var. Ama sonradan Yunanlıların Türkiye'ye bu konuda yardımcı olabileceği izlenimini veren işaretler de mevcut. Her iki duruma göre, bu olayın Türk - Yunan ilişkileri üzerinde bir etkisi olacak...
* Avrupa'da dünkü saldırılar, PKK'nın şiddet kampanyasını bu kıtaya taşımakta olduğunu gösteriyor.
Bu tabii Avrupalıları öfkelendiriyor, tedirgin ediyor. Sonuçta bu tür eylemler PKK için ters tepecektir. Bu vesile ile Avrupalılar şimdi terör örgütünün ve yanlılarının gerçek yüzünü daha yakından tanımaya başlıyorlar...
* * *
BİR Avrupalı diplomatın deyişi ile, "PKK artık Türkiye'den çok, Avrupalıların derdi haline geliyor". Yani Öcalan'ın yakalanması ve devre dışı kalması sonrasında, PKK belki Türkiye'de ağır bir darbe yiyecek, belki de dağılma tehlikesi geçirecek; ama "bazı umutsuz militanlar, Avrupa'da çılgınca eylemlere girişebilirler"...
Deneyimli bir Batılı gözlemci de, "Apo'nun saf dışı edilmesi ile PKK çökebilir, ama gözü dönmüş yanlıları, saldırılarını sürdürebilir, hatta hızlandırabilir. Hem de sadece Avrupa'da değil, Türkiye'de de" diyor...
Öcalan'ın yakayı ele vermesinin yarattığı haklı sevinç, bu gerçeklerin görülmesini engellememeli. Bu nedenle, Apo'suz PKK'nın, hatta dağılan bir PKK'nın, gerek Türkiye'de güvenlik açısından, gerekse Ankara'nın dış politikası bakımından oluşturabileceği tehlikeleri göz önünde bulundurmalı, ona göre hareket etmeli...
* * *
AVRUPA'da Kürt militanlarının dünkü saldırıları öfke veya nefret yaratmakla beraber, uluslararası kamuoyunun dikkatlerini de "Kürt sorun"na çekmiştir. Dünya şimdi Apo'dan, PKK'dan, Kürtlerden bahseder olmuştur.
Öcalan'ın yargılanması sırasında, bu ilginin daha da artması beklenir.
Batı'dan daha şimdiden gelen bazı haberlere göre "duruşmaların sıkı biçimde izlenmesi" söz konusu. Bazı çevreler "adil bir yargılama" için bir kampanya başlatmayı dahi düşünüyor. Uzun vadede bu tür müdahaleler veya baskılar, Türkiye ile Avrupa arasında sürtüşmeler yaratabilir.
Dış dünyadan gelmesi muhtemel "mesaj"lardan biri de, "sorunun temel çözümü" ile ilgili. Bir yabancı diplomatın deyişi ile, "Türkiye, Apo'nun saf dışı edilmesinden ve PKK'nın çökmesinden aldığı güç ile şimdi Kürt sorununa diğer tüm boyutları ile eğilmek fırsatını değerlendirmelidir"...
Herhalde yeni dönemde bu tür sesler daha sık duyulacak...




Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr