Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


NATO'nun Kosova konusunda Washington'daki 50. yıldönümü toplantılarında sergilemeye çalıştığı "birlik - beraberlik" görüntüsüne rağmen, esas stratejik hedeflerinin açıklık kazandığı pek söylenemez.
Gerçi müttefiklerin kısa vadede ne yapmak istediği belli. Ancak askeri operasyonlarla ve petrol ambargosu gibi yaptırımlarla ilgili stratejinin ne ölçüde başarılı olacağı ve de bu süreç içinde "birlik - beraberlik" havasının ne kadar devam edeceği belli değil.
Asıl hala açık olmayan husus, NATO'nun Yugoslavya'ya karşı giriştiği bu kampanyanın esas ve daha uzun vadeli hedefleridir.
* * *
ASKERİ operasyonlarla gerçekleştirilmek istenen nedir? Sadece Miloşeviç'in pes edip NATO'nun 5 şartını yerine getirmesi mi? Yoksa "insanlık suçu" işleyen Yugoslav liderinin Lahey'deki uluslararası mahkemeye sevkedilmesi mi? Veya Miloşeviç'in iç dinamiklerle devrilmesi mi? Eğer Belgrad, NATO'nun şartlarına razı olursa, Batı, Miloşeviç ile Kosova'nın geleceği konusunda bir müzakere sürecine girer mi?
Henüz aydınlanmayan - ve NATO'nun henüz belirlemediği anlaşılan - diğer öneli bir husus da, Kosova'nın geleceğine ilişkin hedeflerdir. Tamam; NATO Miloşeviç'in etnik temizlik kampanyası sonucunda Kosova'yı terkeden Arnavutların evlerine dönmelerini sağlamak istiyor. Ama ondan sonra? Batı, Kosova için nasıl bir siyasal gelecek planlıyor? Geniş özerklik mi? Bağımsızlık mı? Taksim mi? NATO hala "Rambouillet anlaşması"nın şartlarının - bu kez sadece Yugoslavlar değil, Arnavutlar tarafından da - kabul edileceğine inanıyor mu? Bu şartları Belgrad kadar, UÇK ve Arnavut milliyetçilerine zorla empoze etmesi mümkün mü?..
* * *
DENİLEBİLİR ki (nitekim bazı NATO yetkilileri de öyle diyor) bütün bunlar "yarının işleri". NATO daha kısa vadede "bugünün işini" halletmeyi (yani Miloşeviç'i yola getirmeyi) planlıyor. Hele Belgrad, NATO'nun şartlarını yerine getirsin, mülteciler evlerine dönsün, sonrası ilerde düşünülür...
Bu yanlış bir strateji. Esas hedefler belirlenmeden "gün be gün" uygulanan strateji, eksik kalır veya yanlış yola götürür. (Bunun benzer bir örneği Körfez Savaşı ve sonrasında görüldü)...
Kuşkusuz Kosova konusunda esas hedeflerin tayini, Washington'da NATO'nun 50. yıldönümü kutlaması sırasında yapılacak bir iş değildi. Elbet bu törenlerde müttefik ülkelerin liderleri, NATO'nun başarılarından ve "birlik - beraberlik ruhu"ndan söz edeceklerdi.
Ama şimdi daha soğukkanlı ve gerçekçi bir yaklaşımla, "Kosova stratejisi"ni bütün kapsamı ve boyutları ile yeniden belirlemek gerekiyor.
* * *
MESELE sadece Yugoslavya'ya karşı girişilen askeri harekatın boyutlarından ibaret değildir. Yani hava bombardımanları daha da yoğunlaştırılabilir, kara operasyonlarına da girişilebilir. Böylece "gerçek bir savaş" aşamasına geçilebilir. Bunun sonuç verip vermeyeceği, savaşın tehlikeli biçimde yayılıp yayılmayacağı konusu bir yana, asıl mesele, nereye varılmak istendiğidir. Savaşın esas hedefi barıştır... Çözüm sağlamaktır.
NATO'nun Kosova için Yugoslavya'ya karşı başlattığı savaş konusunda "nasıl bir çözüm, nasıl bir barış" gibi sorular şimdilik daha net açık yanıtlar - ve daha net stratejiler - bekliyor...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr