Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu sonuçla ilgili ayrıntılar, bazı gerçekleri ortaya çıkardı:1) Geçen ocak ayındaki seçimleri topluca boykot eden Sünniler bu kez referanduma yoğun biçimde katıldılar. Bu, halkoylamasının meşruiyet kazanması açısından önemli. 2) Sünnilerin hatırı sayılır bir kesimi bu anayasaya "hayır", buna karşılık Şiilerin ve Kürtlerin çoğu "evet" dedi. Bu da, Iraklıların bölge, etnik ve dinsel köken zemininde bölündüklerini bir kez daha gözlerin önüne serdi.3) Eğer Sünnilerin çoğunlukta olduğu 3 vilayette, üçte iki oranında bir "hayır" çıksaydı, belge reddedilmiş olacak, bu kez her şey sıfırdan başlayacaktı. Şimdi anayasanın kabul edilmesinden sonra, siyasal süreç belirlenen takvime göre devam edecek, 15 Aralık'ta genel seçimler yapılacak, yeni parlamento -ve hükümet- yılın bitiminde göreve başlayacaktır.* * *Önceki günkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, bu sonucu "kötünün iyisi" saymak gerek."İyi" tarafı, siyasal sürecin aksamadan ilerlemesidir. "Kötü" yanı ise, anayasanın bu şekli ile Irak'ta barış ve huzuru, ulusal birliği garantilememesidir.Belki "iyi" hanesine işlenebilecek bir husus daha var: O da geçen hafta, tam referandum öncesi, son dakikada taraflar arasında varılan mutabakattır. Buna göre, aralıkta yapılacak seçimlerden sonra meclis bu anayasa metninde bazı değişiklikler yapabilecek. Bu, çoğu "hayır" diyen Sünnilerin bu anayasada karşı oldukları noktalarda (özellikle federalizm çerçevesinde Kürt ve Şii bölgelerine tanınan ayrıcalıklar üzerinde) değişiklikler talep etmesine olanak sağlayacak.Bütün mesele, anayasa çalışmalarında bir ittifak kuran Şiilerle Kürtlerin, elde ettikleri kazançlardan feragat edip uzlaşmaya ve sonuçta işleyebilir bir sistem kurmaya razı olup olmayacağıdır. Eğer "Sünnilerin nüfustaki oranı yüzde 20'dir, onlar vaktiyle Irak'a hükmettiler, artık çoğunluk ne isterse o olacak" zihniyeti ile hareket ederlerse, büyük bir hata işlemiş olurlar.Saddam döneminde Sünnilerin hâkim sınıf durumuna geldikleri, şimdi ise demokrasi gereği, çoğunluğun arzusunun belirleyici olduğu bir gerçek. Ama özellikle farklı etnik ve dinsel grupları bir araya getiren bir ülkede, siyasal yapılanma sürecinde, karşılıklı anlayışla herkesi tatmin edecek bir uzlaşma sağlanması da esastır.* * *Bush yönetimi referandum sonucunu, Irak'ta demokrasinin kurulması açısından bir zafer olarak nitelendirdi. Gerçi bu halkoylaması, gerçekten Ortadoğu standartlarına göre, iyi bir sınav geçirdi. Ancak Başkan Bush'un adeta "takıntısı" haline gelen "demokrasi"nin, Irak'ta güvenlik ve huzuru, ayrıca ulusal beraberliği ne kadar sağlayacağı da sorulmaya değer.Referandum vesilesi ile yapılan çeşitli röportajlarda, Iraklıların çoğunun esas önceliklerinin can ve mal güvenliğinin sağlanması, günlük yaşamlarındaki zorlukların (su, elektrik, yakıt sıkıntısı gibi) giderilmesi olduğu, bir kez daha açıkça ortaya çıktı. Yeni siyasal süreçte Iraklıların bu temel beklentileri karşılanabilecek mi? skohen@milliyet.com.tr Resmi rakamlar henüz ilan edilmedi, ama Irak'taki anayasa referandumunun sonucu genel hatları ile artık biliniyor: Çoğunluk "evet" dedi... Böylece Irak'ı yeniden yapılandıracak olan ana belge, halk tarafından onaylanmış sayılıyor.