Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şimdi bütün dünyada - ve Türkiyede - tartışılan bir soru bu...Tabii şu anda bu soruya verilecek yanıtlar, tahminden öteye gidemez. Biz Bushun yeni dönemde, dış politikayla ilgili kararlarını tek yanlı, agresif, kibirli bir edayla verme yerine daha gerçekçi, uzlaşıcı ve pragmatik bir tavır takınacağını umuyoruz.Bunu da şu faktörlere dayıyoruz: ABDde çok kişi saldırgan ve tek yanlı politikaların ters sonuç verdiğinin farkına varıyor (ve daha da varacak)... Irak batağının siyasal ve ekonomik maliyeti giderek yükseliyor... Bushun politikalarına karşı nefret, dünyada ve bu arada dost ülkelerde bile bir "Anti - Amerikanizm"e dönüşüyor... Bush ikinci dönemde Avrupayla yakınlaşma, yeni askeri serüvenlere (İran gibi) girişmeme, çözüm bekleyen sorunlara (Filistin gibi) eğilme, uluslararası camiaya (BM gibi) daha saygılı davranma ihtiyacını duyacak...Kısacası Bush, ilk dönemdeki hatalarının, bunun ABDye verdiği zararların, içte ve dışta yarattığı tepkilerin zoruyla, ikinci dönemde politikalarını gözden geçirecek... En azından şimdiki umut bu!..* * *BUSHun böyle bir tavır değişikliğine yönelmesi, kuşkusuz Türk - Amerikan ilişkilerini de olumlu etkileyecektir.Kabul etmeli ki, son dönemde ilişkilerdeki en önemli pürüzü, "Irak sorunu" (yani Irakın toprak bütünlüğü, istikrarı, Kuzey Iraktaki Kürt oluşumu, PKKnın varlığı) teşkil ediyor. Bu nedenle Ankara ile Washington arasında gerginlikler yaşandı ve hala zaman zaman yaşanıyor.Kısa vadede Irak konusundaki Amerikan politikasında köklü bir değişiklik beklenmemeli. (Kerry de kazansaydı fark etmeyecekti)... Ama yeni Bush yönetiminin Türkiyenin duyarlılık ve beklentilerine daha farklı bakması ve Ankarayla daha sıkı bir dayanışma içine girmesi mümkün. Bu, Başkan Bushun ne ölçüde bir tavır değişikliğine gideceğinin de bir testi olacak...Aynı şekilde, eğer Bush İran, Suriye gibi Türkiyenin komşularına karşı birinci dönemdekine benzer bir tavır alırsa - ve hele İrana nükleer faaliyetini hedef alan "önleyici" bir askeri harekata girişmeye kalkarsa - bu Ankarayı çok zor duruma düşürecek, ayrıca bölgeyi altüst edecektir. Ancak yaygın kanı, yeni Bush yönetiminin işi bu noktaya getirmeyeceği, dost ve müttefikleriyle sorunu diplomatik yoldan halletmeye çalışacağı yönündedir.* * *BU ve diğer bölgesel sorunlarda - bu arada Filistin - İsrail anlaşmazlığında - Türkiyenin oynayabileceği aktif bir rol vardır. Bush tek yanlı hareket yerine dostlarıyla birlikte kriz çözme yolunu seçerse, Türk diplomasisi buna yararlı bir katkıda bulunabilecektir.Nihayet, eğer Bush, "Trans - Atlantik yakınlaşma" politikasını benimserse, bunun Türkiye - AB ilişkilerine de olumlu yansıması olacaktır. Ankaranın kendi çıkarları gereği bazı sorunlarda (Irak, Filistin, İran gibi) sergilediği tavır ABnin politikaları doğrultusundadır.Türk diplomasisi dış politika konularında kendi "hareket serbestisi"ni korumak istemektedir. Bu, ABD ile AB arasında bir tercih yapılması anlamına gelmiyor. Yeni dönemde ABD ile AB arasında yakınlaşma (veya Trans - Atlantik uzlaşma), Türkiyenin işini kolaylaştıracaktır... skohen@milliyet.com.tr BUSH değişir mi? Daha doğru bir deyişle, George W. Bush, başkanlığının birinci dönemindeki politikalarını değiştirebilir mi? Görevinin ikinci döneminde özellikle dış politikada farklı bir Bush olarak karşımıza çıkabilir mi?