Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

FRANSA Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy hafta içinde Türkiye’yi de yakından ilgilendiren, önemli bir karar açıkladı: Fransa, 43 yıllık bir aradan sonra, NATO’nun askeri kanadına dönmek niyetinde...
Bu karar her şeyden önce “Sarkozy Fransa’sı”nın dış politikadaki yönelişini sergilemesi bakımından anlamlı. Diğer bir deyişle, bu “niyet beyanı” Fransız diplomasisinin ibresinin giderek Washington’a doğru kaymakta olduğunun yeni bir göstergesi.
Sarkozy’nin bir Avrupa ülkesi olarak küresel bir rol oynama gayretini gösterdiği kadar, ABD ile birlikte bir “Transatlantik dayanışması” kurmaya çalıştığı açık.
Bu tabii, Fransa’nın 1960’lardan beri izlediği politikadan oldukça farklı. Cumhurbaşkanı General De Gaulle 1966’da, alerji duyduğu “Amerikan nüfuzu”na karşı, Fransa’nın “tam bağımsızlığı”nı korumak amacıyla, NATO’nun askeri kanadından çekilmişti. Gerçi Fransa NATO’dan ayrılmadı, Soğuk Savaş döneminde müttefikleriyle birlikte hareket etti; ama ABD’nin hâkim olduğu askeri örgütte yer almamayı yeğledi.
Ne var ki, yıllar sonra Avrupa’da ve dünyada çok şey değişti. Bu arada NATO yeni misyonlar üstlenmeye başladı. Ve Fransa, Bosna ve Kosova’dan Afganistan’a kadar dünyanın çeşitli yerlerinde ittifakın üstlendiği askeri operasyonlara katıldı.

Türkiye örnek
SARKOZY bu şartlarda artık Fransa’nın NATO askeri kanadına dönme zamanının geldiği kanısında. Bu sayede -zaten NATO’nun emrine asker veren- Fransa askeri planlama ve karar verme mekanizmasına da katılabilecek...
Sarkozy’nin muhalifleri -özellikle Sosyalistler- bu tutumla Fransa’nın 40 küsur yıl önce kazandığı bağımsız hareket etme kabiliyetini kaybedeceğini iddia ediyor.
Fransız liderinin bu argümana karşı verdiği yanıtta Türkiye’yi (Almanya ile birlikte) örnek göstermesi ilginç. Verdiği örnek Irak Savaşı ile ilgili. Türkiye 1 Mart tezkeresi ile ABD işgal güçlerinin kendi topraklarından geçmesine karşı çıkabildi. Almanya da Irak’a asker göndermeyi reddedebildi....
Ama Sarkozy’nin kararı Fransa’da hararetle tartışılıyor. Önümüzdeki salı bu tartışmalar Fransız meclisine taşınacak. Ama karar Başkan’ın ağzından çıktı. Şimdi onu resmileştirmek ve NATO’nun onayını almak kalıyor.
Bu amaçla, Fransız liderinin önümüzdeki günlerde Türkiye dahil, diğer 25 üye ülkenin liderlerine bir mektup yazması bekleniyor. Konu ayrıca 3-4 Nisan’da NATO’nun kuruluşunun 60. yıldönümü münasebetiyle düzenlenecek zirvede de ele alınacak.
Şimdiye kadar çeşitli NATO ülkelerinden gelen işaretler, Sarkozy’nin kararının destek gördüğü yönünde.

Karşılıklı destek
TÜRKİYE olaya nasıl bakıyor?
Türk yetkililer Ankara’nın “güçlü bir NATO’dan yana” olduğunu hatırlatıyor ve Fransa’nın hem askeri kapasitesi, hem siyasi ağırlığıyla, ittifakta “yerini tam olarak alması”nın yararlı olacağını belirtiyorlar.
Ne var ki, bir süredir Sarkozy’nin özellikle AB konusunda Türkiye’ye karşı takındığı tavır nedeniyle Ankara’nın Fransa’nın NATO askeri kanadına dönüşüne karşı çıkacağı veya bunu bir “pazarlık konusu” haline getireceği söylentileri dolaşıyor.
Türkiye’nin bu konuda NATO’da “vetosunu kullanması” doğrusu pek olası görünmüyor. Bu, Türkiye’nin yararına bir davranış olmaz. Türk kamuoyunun da bu bağlamda kışkırtılmaması önemlidir.
Ancak bu vesileyle Fransa’ya da özellikle Türkiye’nin AB’nin savunma ve güvenlik fonksiyonlarında gereken statüye kavuşmasına köstek değil, destek olması gerektiğini hatırlatmanın tam zamanıdır. Bu, karşılıklı davranışlarda doğru ayar yapmak için bir fırsattır.