Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Brüksel'de AB Komisyonu yetkilileri şu sırada Türkiye ile Katılım Ortaklığı Belgesi taslağı üzerindeki çalışmaları tamamlamak üzere. Tasarı üzerinde yapılmakta olan son rötuşlarla, belgenin bu haftanın sonunda hazır olması bekleniyor.
       Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın ilgililerle yaptığı son görüşmelerden sonra, Türk diplomasisi bu hafta metin son şeklini almadan, bazı ifadeleri Türk görüşü doğrultusunda değiştirme veya düzeltme çabası içinde.
       8 Kasım'da açıklanacak olan belge, nihayet AB Konseyi'nin 20 Kasım veya 4 Aralık tarihlerinde yapacakları toplantıda ele alınacak ve kesinleşecek.
       Kısacası önümüzdeki günler, Türkiye - AB ilişkilerinde belirleyici bir geri sayma dönemi oluşturacaktır.
       * * *
       KATILIM Ortaklığı Belgesi ile AB, Türkiye'nin adaylıktan tam üyeliğe geçişi için neler yapması gerektiğini ve bununla ilgili beklentilerini ortaya koyacaktır.
       Bundan sonra, inisiyatif AB'den Türkiye'ye geçmiş olacaktır. Türkiye bu "yol haritası"nı dikkate alarak, "Ulusal Programı"nı hazırlayacak, yani AB ile bütünleşmek için atacağı adımları belirleyecektir.
       Yeni kurulan AB Genel Sekreterliği bu konuda teknik hazırlıklarını hızla yapıyor. Ancak Katılım Ortaklığı Belgesi ortaya çıktıktan sonra, hükümetin Ulusal Program'ın ana hatlarını saptayıp Genel Sekreterliğe gereken talimatı vermesi gerekecek. Bu kurumun başında bulunan Volkan Vural'ın tahminine göre her şey zamanında yapılırsa, Ulusal Program yıl sonuna kadar hazır olacak. Artık ondan sonra, AB kriterlerine uyum sağlamayı hedefleyen programın uygulanması kalacak ki, bu da (en az programın hazırlanması kadar) zor bir iştir.
       * * *
       TAM üyelik müzakerelerinin başlaması, geniş ölçüde Ulusal Program'ın uygulanmasında gösterilecek performansa bağlı. Bu ne kadar sürer?
       Geçenlerde Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin müzakere masasına 2001'in sonunda oturabileceğini söylemişti. Başbakan Yardımcısı ise demeçlerinde bunun fazla iyimser bir tahmin olduğunu belirtti. Bu arada Komisyon'un bu işle meşgul yetkilisi Verheugen, bunun olsa olsa kendi görev süresi bitmeden, yani 2005 yılına doğru gerçekleşebileceğini öne sürdü. Üstelik 2001'de AB'nin de Türkiye ile müzakereleri başlatacak durumda olmadığını vurguladı.
       Dolayısı ile bu aşamada kesin bir tarih telaffuz etmek, yanıltıcı olacaktır. Kuşkusuz bunun 2001 bitmeden gerçekleşmesi çok iyi olur. Çünkü: (1) AB'nin daha sonraki yıllarda genişleme politikası değişebilir, (2) İlk sıradaki ülkelerin üye olmasından sonra diğer adaylar daha çok bekletilebilir, (3) Kıbrıs'ın üyeliği ciddi sorun yaratabilir...
       Ne var ki, Türkiye'nin üyelik müzakerelerine oturması için yapması gerekenleri bir yıl zarfında yerine getirmesini beklemek gerçekten fazla iyimserlik olur.
       * * *
       O halde ne olacak?
       Çıkacak olan Katılım Ortaklığı Belgesi'nde Türkiye'nin hoşlanmayacağı veya kabul etmek istemeyeceği bazı hususlar yer alabilir. Eğer Türkiye, AB ile bütünleşme politikasını sürdürmek kararında ise, - itirazlarını dile getirmekle beraber - yoluna devam eder, kendi programını hazırlar ve uygular.
       Bunda önemli olan zamanı iyi kullanmaktır. Üyelik takvimini, hükümetin hızla stratejileri belirmekte, Meclis'in uyum yasaları çıkarmakta ve bürokrasinin uygulamada göstereceği performans belirleyecektir.


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr