Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dün de öyle oldu: "Ermeni soykırımını anma günü" münasebetiyle dünyanın çeşitli yerlerinde ve özellikle Ermeni lobisinin etkili olduğu merkezlerde törenler düzenlendi, Türkiye'ye karşı bol bol propaganda yapıldı...Bu kez, "fazladan" Paris'in göbeğinde bir de soykırım adına bir anıt dikildi. Daha önceki yıllarda Marsilya'da böyle bir anıtın açılışına sahne olan ve Ulusal Meclis'in çıkardığı "Ermeni soykırımı" ile ilgili bir yasası da bulunan Fransa, böylece Ermeni yanlısı tavrını tazelemiş oldu.Tabii Fransa böyle bir tutum alan tek ülke değil. İsveç'ten Arjantin'e, Rusya'dan Yunanistan'a kadar birçok ülke de böyle yasalar çıkartmış bulunuyor. ABD'nin bazı eyalet meclislerinin daha önce aldığı bu tür kararlara ilaveten, şimdi ABD Kongresi'nin gündeminde HR - 123 sayılı bir "Ermeni soykırımı karar tasarısı" duruyor...***HER 24 Nisan'da bu senaryo tekrarlanırken, Türkiye'nin ve bu meselede Türkiye'ye yakınlık gösteren ülkelerin yetkili ağızlarından hep şu sözü dinliyoruz: "Bu iddiaları değerlendirmek, siyasilerin değil, tarihçilerin işidir. Neyin yalan, neyin doğru olduğunu bırakalım tarihçiler incelesinler, gerçeği tespit etsinler..."Mantıklı bir yaklaşım... Ama yıllardır tekrarlanan bu öneri her nedense bir türlü hayata geçirilmiyor. Türk ve yabancı tarihçilerin veya araştırmacıların bireysel çalışmaları dışında, kolektif bir girişim ve hele ortak bir yargıya varma çabası yok.Daha önceki yıllarda da yazdığımız gibi, Türkiye böyle bir ortak girişime (mümkünse bir uluslararası tarihçiler ve araştırmacılar konferansına) önayak olmalı. Bu aynı zamanda Ermeni kökenli veya Ermeni tezine yakın çevrelerle de bir diyalog kurulmasını sağlamış olur.***ÖNCEKİ gün Fransa Dışişleri Bakanı Dominique de Villepin'in Ankara'ya yaptığı ziyaret sırasında, Paris'teki Ermeni anıtının kurulması vesilesi ile, bu mesele tartışıldı. Bu bağlamda Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bu konunun iki ülke arasındaki ilişkileri gölgelemesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti.Fransa açısından bundaki zorluk şu: Ülkede kalabalık bir Ermeni topluluğu ve güçlü bir lobi var. Bunlar özellikle yerel otoriteleri etkileyerek isteklerini kabul ettiriyorlar. Bir Fransız diplomatının deyişi ile "Paris'teki anıt olayında olduğu gibi hükümet bütün çabalarına rağmen bu gibi eylemleri önleyemiyor."Türkiye açısından sıkıntı, pek çok ülkenin benzer bir tavır sergilemesidir. Ankara bütün bu ülkelere sadece kızarak, küserek ve sonuçta ilişkilerini zedeleyerek başarılı bir dış politika izleyebilir mi?Bu nedenle bir yıl sonraki provokasyonları beklemeden, şimdiden meseleyi yeni bir yaklaşımla ele almak gerekiyor... skohen@milliyet.com.tr HER yıl 24 Nisan'da aynı manzara ile karşılaşıyor ve aynı nakaratı dinliyoruz.