Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ertesi gün Kraliçe Beatrix de Amsterdamda Faslı gençlerin devam ettiği bir eğitim merkezine gitti ve herkesin soğukkanlı olmasını istedi...Bu arada Muhaceret Bakanı Rita Verdonk da, Hollandadaki Müslümanların bir cemaat olarak suçlanmaması ve dışlanmaması gerektiğini belirtti...Hollanda liderlerinin bu jestleri ve beyanları, ülkede sayısı 900 bini bulan farklı kökenli Müslümanları - en azından devlet politikası açısından - rahatlatacak niteliktedir. Ancak, son olayların Türkler dahil, çeşitli Müslüman toplulukları arasında - bazı Hollandalıların davranışları açısından - kaygı ve huzursuzluk yarattığı da bir gerçek...***ASLINDA Hollanda, Avrupada en demokrat ve toleranslı ülkelerin başında yer alır. Hollandalılar, eskiden beri farklı etnik ve dinsel topluluklara (veya azınlıklara) karşı anlayışlı, hoşgörülü ve adil davranmak geleneğine sahiptirler.Bu bakımdan iki hafta önce ünlü film yönetmeni Theo Van Goghun bir militan tarafından öldürülmesinin yol açtığı olaylar herkesi şaşırttı. Pek çok Hollandalı, böyle sürtüşmelerin nasıl olup da kendi topraklarında meydana geldiğine bir türlü akıl erdiremiyor. Medya ve sivil toplum kuruluşları, bu tür olayların nedeninin ve tekrarlanmasının önüne geçmenin yollarını araştırıyorlar...Hollandanın önde gelen yazarlarından Leon de Winter, teşhisi şöyle koyuyor: "Bunun nedeni, düşünce özgürlüğünü ve hoşgörüyü baskı altında tutmak isteyen bazı radikal eylemlerdir..."***NİTEKİM Hollandada son gerilime yol açan olaylar, köktendinci bir Faslının, İslama hakaret ettiği gerekçesiyle, filmci Van Goghun sokak ortasında öldürülmesiyle patlak verdi. Ardından intikam almak isteyen ırkçı Hollandalı gruplar camilere saldırdı. Bunu, Müslüman militanların kiliseleri hedef alması izledi.Van Goghun Müslüman kadınların kendi toplumları içinde dini inançlarından ötürü nasıl kötü muameleye maruz kaldıklarını konu alan filmine karşı infial duyulması doğal karşılanabilir. Ama bunun şiddet eylemine yol açması ve suikastla sonuçlanması, hiçbir uygar anlayışa ve kültüre uymaz.Nitekim Hollandalı birçok Müslüman grup, fanatiklerin eseri olan bu saldırıyı kınamış, bunun ülkedeki etkin ve dinsel gruplar arasında sürtüşmelere ve huzursuzluklara yol açacağı uyarısında bulunmuştur...***HOLLANDAdakine benzer olaylar zaman zaman diğer Avrupa ülkelerinde de görülüyor. Gerçek şu ki, Asya ve Afrika ülkelerinden Avrupaya göç - veya iltica - hareketleri, kültürel ve sosyal şoklar yaratıyor. Bu da bazı hallerde, radikal kişi ya da grupların tahrikleri yüzünden, çatışmalara ve gerginliklere yol açıyor.Hollanda gibi hoşgörüsü ve sağduyusuyla tanınan bir ülkeden beklenen şey, bir fanatiğin veya ufak bir radikal grubun neden olduğu hiddet ve şiddetin hakim olmasına izin vermemesidir.Şimdi Hollanda hükümetine ve halkına olduğu kadar, ülkedeki Müslüman topluluklara da, dinci radikalizmi veya ırkçılığı saf dışı edecek ortak bir anlayışı ve gayreti göstermek sorumluluğu düşüyor. skohen@milliyet.com.tr BAYRAMIN ilk günü Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende, Eindhoven kentinde Türklerin kurduğu Fatih Camiini ziyaret etmek ve cemaate ülkede son günlerde bazı ibadet yerlerine ve okullara karşı yapılan saldırılardan dolayı duyduğu derin üzüntüyü ifade etmek ihtiyacını duydu. Başbakan, "Biz bir bütünüz, birbirimize karşı hoşgörülü olmalıyız" sözleriyle de, gergin havayı yatıştırmaya çalıştı...