Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       BAŞBAKAN Mesut Yılmaz'ın Ürdün - İsrail - Filistin gezisinin ortaya koyduğu olgulardan biri, Ankara'nın Ortadoğu'da hassas dengeleri gözetleyen, ama aynı zamanda çıkarlarına uygun saydığı ilişkileri de geliştirmeyi amaçlayan politikasını sürdürme kararında olduğudur.
       Seyahatin odak noktasını oluşturan İsrail'deki görüşmeler, iki ülke arasındaki bağların, bazı olumsuz dış etkenlere rağmen, pekişmekte ve bir "olgunluk aşaması"na girmekte olduğunu göstermiş bulunuyor.
       Uzun bir soğukluk döneminden sonra, Türk - İsrail ilişkilerinin son birkaç yıl içinde bugünkü gelişmiş noktaya ulaşması, duygusallıktan değil, rasyonel çıkar hesaplarından kaynaklanıyor. Nitekim bu yönde "çok kısa zamanda, çok hızlı" mesafe katedilmesinin nedeni de budur. İlişkileri geliştirme motivasyonunun, hissi faktörlerden çok, ortak çıkarlara dayanması da, kuşkusuz daha sağlıklı bir zemin oluşturuyor.
       * * *
       BAŞBAKAN Yılmaz'ın gezisi öncesinde, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun önce Kudüs'teki bir konferansta, ardından da Türk gazetecilerine demeçlerinde, "Türk - İsrail ekseni etrafında bir bölgesel güvenlik çerçevesi"ne atıfta bulunması, bir görüş ayrılığını yüzeye çıkarmıştır.
       Bu konuşmalar, Netanyahu hükümetinin Türk - İsrail "stratejik işbirliği"ni, özellikle Ürdün'ü kapsayacak, ABD destekli bir bölgesel sistemin (veya adı konmayan bir ittifakın) nüvesi saydığı ve ikili bağları daha uzun vadede böyle bir "çerçeve"ye oturtmayı amaçladığı izlenimini vermiştir. Oysa Ankara, İsrail ile işbirliğini ikili bazda geliştirmekle yetinmek ve daha geniş bir ittifak veya pakt girişimlerinden uzak kalmak istiyor.
       Ankara ile Kudüs arasındaki bu görüş ayrılığı, Yılmaz - Netanyahu görüşmesinde ön plana çıkmadığı gibi, İsrail Başbakanı ve diğer yetkililer, daha önceki demeçlerin yanlış anlaşıldığını, İsrail'in Ortadoğu'da bir pakt kurma peşinde olmadığını belirttiler.
       Bu olay, aslında Türkiye ile İsrail'in tüm bölge sorunları konusunda aynı görüşlere sahip olmadığını ortaya koydu ki, bu da doğal sayılmalıdır. İkili ilişkilerde önemli olan, ortak çıkarlara dayalı ve işbirliğine yönelik görüşlerin ağır basmasıdır. Eğer bu sayede ilişkiler olgunluk düzeyine ulaşmışsa, zaman zaman çıkabilecek görüş farklılıkları, hatta anlaşmazlıklar arka plana itilebilir veya giderilebilir...
       Netanyahu'nun Yılmaz'ın gezisi öncesindeki sözlerinin - abartılan tepkilerine rağmen - görüşmelerin, yetkililerin deyişiyle "fevkalade iyi ve yararlı" geçmiş olması, iki ülke arasındaki ilişkilerin olgunlaşmış olduğunu gösteriyor...
       * * *
      
KUŞKUSUZ ikili ilişkilerde her ülkenin ortak çıkar mülahazalarının yanı sıra, kendi özel hesapları da olur. Bu da doğal karşılanmalıdır. Bütün mesele ortak çıkarların, bu hesapların etkisini azaltacak bir ağırlığa sahip olmasıdır.
       Türk - İsrail ilişkilerinde görülen hızlı gelişme, dünyadaki ve bölgedeki baş döndürücü değişikliklerin, iki ülkeyi aynı çıkar çizgisine yaklaştırmasının sonucudur. Bunun somut örneklerini şöyle özetleyebiliriz:
       * İki ülke de, terör, güvenlik ve savunma alanlarında işbirliğinde ortak çıkarlar saptamışlardır. Türkiye, terörle mücadelede (bilgi alışverişinden teçhizata kadar) İsrail'i doğal partneri olarak görüyor. Savunma alanında - / hatta ABD'nin de sağlamadığı / - bazı olanakları (uçak modernizasyonundan ileri teknoloji silahlarına kadar) İsrail'den temin edebiliyor. Kuşkusuz bu İsrail'e maddi - manevi avantajlar da sağlıyor.
       * İki ülkenin etrafındaki ortam - özellikle "Suriye faktörü" - siyasal alanda onları birbirlerini yakınlaştırıyor. (Şam Türkiye'nin İsrail ile işbirliğine kızıyor, ama kendisinin şimdiye kadar Türkiye'ye karşı izlediği politikanın bunun esas nedenini oluşturduğunu unutuyor)... Bu "stratejik işbirliği", iki ülkenin bölgede "caydırıcılık" ve etkinlik kabiliyetini artırıyor.
       * Ekonomik alanda Türkiye ile İsrail, sadece ikili bazda değil, ABD'den Orta Asya'ya kadar uzanan geniş bir işbirliği alanı keşfetmiş durumda. Bunda da çıkarlar kesişiyor...
       Ve bu ortak çıkarlar sürdükçe, olumsuz dış etkenlere ve bazı görüş farklılıklarına rağmen, ilişkiler daha da mesafe almaya devam edecektir.





Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr