Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türk diplomasisini bugünlerde yakından meşgul eden konulardan biri de Irak'la ilgili. Bunun bir boyutunu, Bağdat'a karşı uygulanan yaptırımların hafifletilmesine yönelik yeni uluslararası girişimler oluşturuyor. Diğer konu ise, Türkiye'nin Kuzey Irak'la ilgili politikasındaki yeni gelişmelerdir.
Irak'a karşı uygulanan ambargodan en çok zarar gören ülkelerden biri olarak Türkiye'nin, yaptırım rejimini değiştirme yönündeki çabaları desteklemesi doğal. Nitekim Ankara, ABD'nin önayak olduğu ve şimdi İngiltere'nin de BM Güvenlik Konseyi'ne sunduğu öneriyi iyi karşılamış bulunuyor.
* * *
BU öneri, "yumuşak yaptırım" sistemini getiriyor. Buna göre Irak istediği "sivil malları" rahatça ithal edebilecek. Karşılığında petrol satabilecek. Bu arada Bağdat ile dış dünya arasında uçak seferleri de başlatabilecek. Tek kısıtlama, askeri veya stratejik nitelikteki mallar ile ilgili. Bunları içeren BM listesine, tüm ülkelerin uyması gerekiyor. Bu bağlamda BM kontrol mekanizması işlemeye devam edecek. Amaç, Saddam'ın sağlayacağı geliri askeri amaçlarla kullanmasının önüne geçmek...
Aslında yaptırım rejimindeki bu değişiklik ABD'nin eski ambargo politikasında geri adım atması anlamına geliyor. Ancak Saddam yönetimi "yumuşak" da olsa yeni yaptırım sistemine karşı çıkıyor. Bununla beraber Güvenlik Konseyi'nin önümüzdeki hafta kesinleştirmesi beklenen bu yöndeki kararından sonra, Bağdat'ın fazla direnmesi pek beklenmiyor.
* * *
IRAK Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz'in Türkiye dahil Irak'ın komşularına karşı savurduğu tehdit de herhalde lafta kalmaya mahkum. Aziz'e göre eğer Türkiye "yumuşak yaptırımlar"ı desteklerse, Irak onunla alışverişi kesecek, petrol akışını durduracak...
Türkiye'nin, hele bu krizli dönemde, Irak'la ekonomik ilişkilerinin canlanmasında büyük yarar gördüğü gerçektir. Son zamanlarda Ankara bu yönde birtakım açılımlarda bulunmuş, Bağdat'a heyetler, uçaklar, vs. göndermiştir. Aslında şimdi yaptırım rejiminin değiştirilmesi, iki ülke arasındaki temasların ve alışverişin daha yoğunlaşması olanağını sağlıyor. Bağdat'ın Türkiye'yi köşeye sıkıştırabileceği fikri ile sert çıkış yapması, bu ilişkileri sadece zedeler. Umarız Türk diplomasisi, Iraklı yöneticileri bu konuda ikna etmeyi başarır...
* * *
TÜRKİYE'nin Kuzey Irak politikasındaki yeni gelişme, birkaç gün önce basına sızan haberlerle gündeme geldi. Başbakanlığın "gizli" genelgesinin içeriği şu önemli tavrı ortaya koyuyor: Türkiye, Kuzey Irak'ta ayrı bir yönetimin kurulmasını kabul etmez. Eğer bölgede bağımsızlık ilan edilirse Ankara bunu "müdahale nedeni" sayacaktır.
Türk askeri ve sivil otoritelerinin bir süreden beri Kuzey Irak'taki Kürt oluşumundan kaygı duyduğu biliniyor. Mart ayında ilgili makamlara gönderilen genelgede de bu belli oluyor. Bu belgeden haftalar sonra, 10 gün kadar önce, Barzani'nin Ankara ziyaretinde bu konu görüşüldü. Kürt lideri bağımsızlığın amaçlanmadığı güvencesini verdi.
Ankara'da bazı çevreler bu konuda hala kuşku duyuyorlar. Aslında bugün Kuzey Irak'ta "fiili" bir Kürt varlığı var. Ancak bunun bir devlet ilanına kadar götürülmesi şansı pek yok. Bunu Barzani de, Talabani de, herhalde biliyor. Ama, bir Türk diplomatının deyişi ile, Ankara "tavrını net olarak ve uyarı şeklinde yeniden hatırlatmakta" yarar görmüştür...