Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Erdoğanın bu ziyareti giderek artmakta olan Türk - İran temaslarının yeni bir halkasını oluşturuyor. Bu aynı zamanda Türk diplomasisinin komşu ülkelere - ve Irak savaşının yarattığı yeni koşullar sonucunda özellikle Suriye ve İrana - açılımının yeni bir göstergesi olarak kabul edilebilir...Türk yetkililer bu açılımı bazı gazetelerde öne sürdüğü gibi, "üçlü ittifak" kurma amacına yönelik bir girişim saymanın doğru olmadığını söylüyorlar. Başbakana yakın bir kaynağın deyişiyle, bunun bölgede yeni bir "bloklaşma" olarak görülmemesi lazım. Türkiye, iki komşusu ile de, "ikili bazda" işbirliğini geliştirmek istiyor. Iraktaki durum gerektirdiğinde, Ankara, Tahran ve Şam ile ortak istişarelerde bulunabilir. Ancak bu aşamada "ittifak"tan söz etmek yersiz ve zamansız...* * *İRAN ile (Suriye ile olduğu gibi) yakınlaşmada Iraktaki olayların büyük etkisi olduğu kuşkusuz. Bugün gerçekten üç ülkenin de Irakın geleceği ve bu arada Kürt oluşumu üzerindeki pozisyonları birbirine çok yakın. Ankara gibi Tahran ve Şam da, Irakın toprak bütünlüğünün mutlaka korunmasını, ayrı bir Kürt devletinin kurulmamasını, işgalin de bir an önce son bulmasını istiyor. Ayrıca İran ve Suriye, Türkiyenin PKK veya KONGRA - GELin faaliyetleri konusundaki kaygılarını paylaşıyor ve bu alanda Türkiyeye destek de oluyor.İkili bazda da olsa üç ülkenin Irak politikalarını uyum içinde sürdürmeleri uluslararası bir ağırlık taşıyor. Bu, Iraktaki çeşitli güçleri - ve de Washingtonu - iki kez düşündürecek bir faktör olabilir. Aynı şekilde Kuzey Iraktaki ve PKK karşısındaki ortak tavır, "caydırıcı" bir etki yapabilir...* * *TÜRKİYEnin İran ve Suriye ile yakınlaşması, ilk bakışta ABDnin bu iki ülkeyle ilgili politikalarına aykırı görünebilir. Gerçekten Washingtonun bu konudaki görüşleri ve kaygıları, Ankaranınkinden farklı.Son günlerde İran ABDnin gündemine iyice girdi. 11 Eylül ile ilgili rapor, İranı bu saldırıları düzenleyen El Kaideye dolaylı olarak yardımcı olmakla suçlarken, Kongrede ve yönetim çevrelerinde İranın nükleer silah yapma noktasına yaklaşmakta olduğu öne sürülüyor. Tahran bu iddiaları reddediyor ama, Irak deneyiminden sonra, dünya kaygıyla "Acaba Bush yönetimi İranı da vurmaya kalkışır mı?" sorusunu soruyor. Ancak genel kanı, bu kez Washingtonun "askeri güç yerine diplomasi" seçeneğini tercih edeceğidir.ABD, örneğin Fransa, Almanya gibi ülkelerin İranla yakınlık kurmasından hoşlanmıyor. Herhalde Washingtonda Türkiyenin açılımına da iyi gözle bakmayanlar var. Ancak Ankaradaki bir yetkilinin deyişiyle, "Türk diplomasisi, İranın dünyayla entegre olmasına ve dış ilişkilerini yumuşatmasına katkıda bulunabilir. Başbakan Erdoğanın Tahrandaki görüşmeleri bu açıdan uluslararası platformda da yarar sağlayabilir"... skohen@milliyet.com.tr BAŞBAKAN Tayyip Erdoğanın bugün çıkacağı iki günlük İran gezisi, son zamanlarda gelişmeye başlayan Türk - İran ilişkilerine yeni bir ivme kazandırmayı amaçlıyor. Ancak bu ziyaretin, ABDnin İrana karşı baskılarını yoğunlaştırdığı ve genelde Batıda Tahran yönetimine karşı nasıl davranılması gerektiği konusunun tartışıldığı bir zamana rastlaması, herhalde dünya kamuoyunda da ilgi uyandıracak.