Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     İRAN'da yaygınlaşan rejim karşıtı gösteriler ve ABD'nin bu ülkeye karşı yoğunlaşan baskıları, iki grupta toplayabileceğimiz bir dizi soruya yol açıyor.
     1) Gösterileri başlatan öğrenciler tam olarak ne istiyor? Mevcut rejimin demokratikleşmesini mi, yoksa 1979'da devrimle gelen bu rejimin son bulmasını mı? Bu hareket kimlerden, ne kadar destek görüyor? Bunun başarı şansı nedir?..
     2) Tahran'daki rejime karşı çıkan ve gösterileri destekleyen ABD de tam olarak ne istiyor? İran'a karşı açtığı kampanyanın gerekçeleri ve gerçek nedenleri nedir? Washington, yeni İran politikasını nasıl uygulamayı düşünüyor?..
     Bu soruların hepsine bu aşamada net yanıt vermek zor. Ama şu bir gerçek ki, iç ve dış etkenlerle İran, devrimden bu yana en kritik günlerini yaşıyor ve belirsizliklerle dolu bir geleceğe doğru gidiyor.
     ***
     ÖĞRENCİLERİN gösterileri başta üniversitede reform talebi ile başladı. (Genelde otoriter rejimler altındaki ülkelerde hep böyle başlar)... Kısa zamanda ülke çapında yayılan gösterilen, dini lider Hamaney başta olmak üzere, mollalara ve onların uygulamaya çalıştığı köktendinci ve totaliter sisteme karşı bir harekete dönüştü. Buna toplumun öğrenci olmayan kesimleri de (aydınlar, hatta bazı parlamenterler de) katıldı. (Örneğin 127 milletvekili Hamaney'e mektup yazarak daha fazla özgürlük tanınmasını istedi)...
     Şimdilik bu kampanyayı, birlik halinde bir halk hareketi saymak olanaksız. Protestocular arasında rejimi topyekün devirmek isteyen de var, sadece bugünkü düzen içinde daha fazla demokrasi talep eden de... Aralarında ABD'nin son baskılarının olumlu sonuç vereceğini düşünenler de var, tam aksine Amerikan müdahalesinin ters tepeceğine inananlar da var...
     Dolayısı ile bu aşamada İran'da belirli bir hedefe yönelik, geniş bir rejim karşıtı "hareket"ten söz edilemez. Ama son olaylar, ilk kez halkın belirli kesimlerinin sisteme ve izlenen politikalara karşı bir başkaldırması olarak sayılabilir. Bunun alacağı şekil, yönetimin bu kesimden gelen seslere ne kadar kulak vereceğine de bağlı...
     ***
     ABD'nin bir ara "şer erkesi"ne dahil ettiği İran konusunda tam olarak ne yapmak istediği belli değil. Bush yönetiminin, Tahran'da bugünkü rejimin son bulmasını istediği kuşkusuz.
     Bunun için Washington üç gerekçe sayıyor: 1) İran'ın bir "nükleer silah programı" geliştirmekte olması. 2) Tahran'ın (Hizbullah, vs. gibi) terör örgütlerini desteklenmesi. 3) Mollaların Irak'taki Şiilerin arkasında yer alması...
     Bu gerekçelere bir de "İran'ın demokratik olmaması"nı ekleyenler de var. Nitekim son günlerde Washington bu argümanı kullanarak, göstericilere destek - ve cesaret - verdi.
     Nükleer program ve teröre destek gibi "tehdit algılamaları" başka ülkeler tarafından da (ABD dahil) ciddiye alınıyor ama mesele bu tehditlerin nasıl önlenebileceğidir. Siyasi baskı ile mi? "İçeriden" bir hareketle mi? Ambargo ile mi? Yoksa askeri bir müdahale ile mi?
     Anlaşılan Bush yönetimi bu aşamada bu son şık dışındaki opsiyonlar üzerinde önemle duruyor.
     Eğer Washington gerçekten bundan böyle İran ile "uğraşmak" kararında ise, bölgenin bu kesimi de epey karışacak demektir...