Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Bir ara Türk - Yunan ilişkilerindeki ivmenin zayıflamaya başladığı sanıldı. Halklar arasında değil tabii. Gün değilse bile, hafta olmuyor ki, toplumun çeşitli kesimleri arasında temaslar ve dostane etkinlikler cereyan etmesin. Bu alanda (buna uzmanlar "Track II", yani ikinci yol diyorlar) ilişkiler gerçekten çok iyi gelişiyor.
      
Ama geçen ay, resmi düzeydeki ilişkilerde sanki bir duraklama veya aksama olduğu izlenimi doğdu. Resmi beyanlarda bazı çatlak sesler yükseldi. İki ülke arasındaki sorunların özüne ilişkin çözüm arayışında sanki bir tıkanıklık oldu...
       Bu durum - ve kaygılar - iki önemli gelişme sonucunda şimdi yeni bir iyimserliğe dönüşmüş görünüyor. Bunlardan biri New York'ta gerçekleşen Cem - Papandreu görüşmesi, diğeri de Türk ve Yunan Genelkurmay başkanlarının Atina ve İstanbul'daki buluşmasıdır...
       * * *
       İki Dışişleri Bakanı'nın New York'taki görüşmesi, en azından bu düzeydeki Türk - Yunan diyaloğunun aynı samimi ve yapıcı hava içinde devam ettiğini gösterdi.
       Aslında "anlaşmazlıkların özü" üzerinde kayda değer bir gelişme olmadı. Anlaşılan bu konuda - yani Ege üzerinde - hangi meselelerin nasıl ele alınacağına ilişkin çalışmalar, önümüzdeki ay, gene iki bakanın Rodos ve Marmaris'te buluşmaları sırasında devam edecek.
       Buna karşılık iki bakan, "Track II" kategorisine dahil "güven artırıcı" önlemler üzerinde bazı yeni adımlar attılar. Bunlar Ege'de petrol yataklarının ortaklaşa araştırılmasından, Meriç'te çevre sorunları üzerinde birlikte çalışmaya kadar, çeşitli alanları kapsıyor. Bu arada önemli bir mutabakat da, terörizmle mücadelede işbirliği ile ilgili...
       İki bakan, New York'taki Yunan lokantasında gerçekleşen toplantıda "gayri resmi" olarak Kıbrıs sorununu da görüştüler. Tabii Ankara'nın resmi tutumu, "bu müzakerelerin iki toplum arasında çözümlenmesi ve Türk - Yunan diyaloğuna dahil edilmemesi gerektiği tezine dayanıyor. Ancak Kıbrıs'ın Türk - Yunan ilişkilerinde önemli bir etken olduğu da bir gerçek. Bu nedenle iki bakanın "özel" olarak da olsa bu konuyu ele almaları doğal ve herhalde yararlı...
       * * *
       İKİNCİ önemli gelişme Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu'nun, Yunanlı meslektaşı Orgeneral Poragiyodakis ile NATO etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmelerdir.
       Bu görüşmeler siyasal alanda sağlanan yakınlaşmanın şimdi askeri alanda da gerçekleşmesi için müsait bir ortam yaratıyor. Org. Kıvrıkoğlu'nun, siyasi diyaloğa paralel olarak bundan böyle bu askeri diyaloğun sürdürülmesi gerektiğine ilişkin açıklaması, bu alanda da yeni adımların atılacağının işaretidir.
       Türk tarafı bir süre önce, Ege'de askeri alanda birtakım güven artırıcı önlemleri içeren bir öneri paketi sunmuştu. Öyle anlaşılıyor ki Yunan Savunma Bakanı'nın buna sıcak bakmaması yüzünden, Ankara'nın bu girişimine resmi bir yanıt verilmedi. Ancak gerek iki Genelkurmay Başkanı'nın, gerekse iki Dışişleri Bakanı'nın görüşmelerinden sonra, bu alanda da önümüzdeki haftalarda bazı yeni gelişmeler bekleniyor.
       Kısacası, bir ara resmi düzeyde yavaşlayan (veya durakladığı izlenimini veren) Türk - Yunan yakınlaşması şimdi yeniden hareketleniyor...


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr