Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Bazı Amerikan siyasal analizcilerinin Türkiye'nin içinde bulunduğu bölge konusundaki değerlendirmelerine şaşmamak mümkün değil.
       Çoğu ABD'nin önde gelen "düşünce kuruluşları"nda yer alan bu uzmanlar, şimdi de Kafkasya konusunda bir "domino teorisi" üretiyorlar. Buna göre, Güney Kafkasya'daki gerginlik arttıkça, bölgedeki başlıca oyuncular arasında çatışma tehlikesi büyüyecek, bu arada Rusya Ermenistan'ın, Türkiye Azerbaycan'ın yanında yer alacak ve sonunda Türkiye ile Rusya bir savaşa sürüklenecektir... "Financial Times" gazetesinin (geçen cuma günkü sayısında) Washington'daki analizcilere atfen bildirdiği senaryo bu!
       Bu "domino teorisi", daha önce gene Amerikan "uzmanları"nın Balkanlar için ortaya attığı senaryoya benziyor. Buna göre de, Kosova'daki kriz, komşu ülkeleri çatışmanın içine çekecek ve sonunda Türkiye ile Yunanistan kendilerini bir savaşın içinde bulacaklardı...
       Bu "uzman görüşü"nün ne kadar fos çıktığını gördük. Azeri - Ermeni uyuşmazlığında Washington'daki analizcilerin son senaryosunun akıbeti de herhalde farklı olmayacak. Eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen'in dün "Hürriyet"te yazdığı gibi, Türkiye ile Rusya arasında çatışma tahminleri yürüten "kıyamet günü teorisyenlerine itibar etmemek lazım"...
       * * *
       GÜNEYİ ile, Kuzeyi ile Kafkasya'nın, şu sırada patlamaya hazır - ve hatta kısmen patlayan - bir barut fıçısını andırdığı açık.
       Kuzey Kafkasya'da - Çeçenistan, Dağıstan ve İnguş topraklarında - Bosna ve Kosova'dakine benzer dramlar yaşanıyor. Daha önce TV'de izlediğimiz Balkanlar'daki trajedi sahneleri, şimdi "yukarı" Kafkasya'da tekrarlanıyor.
       Güney Kafkasya'da ise, siyasal etnik, dinsel sürtüşmeler sürüyor. Son olarak Erivan'da Meclis'e yapılan baskın, Azeri - Ermeni uzlaşması şanslarını gölgelemiş bulunuyor.
       Kafkasya daha geçen yüzyılda, bölge dışı güçlerin de karıştığı "büyük oyun"un başlıca sahnesi olarak nitelendirilmişti. Şimdi de oyun içinde oyunlar oynanıyor. Bölgede ve özellikle Kuzey Kafkasya'da başlıca oyuncu Rusya. Moskova "arka bahçesi" saydığı bölgede, şimdi kendi otoritesinden ayrılma hareketleri ile karşı karşıya bulunuyor. Çeçenistan'da görüldüğü gibi halen bu hareketi çok kan dökerek ve sivillere büyük dramlar yaşatarak bastırmaya çalışıyor.
       Rusya şimdi Kafkasya'nın "yukarısı" ile de, "aşağısı" ile de, tam bir açmazda. Buralarda nüfuzunu kaybetmek üzere. Bu stratejik olduğu kadar, ekonomik çıkarlarını da tehlikeye düşürüyor.
       * * *
       KAFKASYA'daki durum, şu sırada Türkiye'nin de başlıca ilgi odağı. Çünkü Türkiye'nin de bu bölge ile ilgili - geleneksel bağların yanı sıra - önemli siyasal ve ekonomik çıkarları var. Türkiye de artık bölgede varlığı hissedilen oyunculardan biri.
       Bu bakımdan Ankara'nın şu sırada bölgede olup bitenleri yakından izlemesi ve ona göre stratejiler belirlemesi doğal. Nitekim Demirel - Aliyev buluşması bunun iki "kardeş lider" arasında değerlendirilmesine vesile olmuştur.
       Türk diplomasisi, Kafkasya'daki karmaşık sorunlar karşısında dengeli ve gerçekçi bir politika izleyerek, siyasal ve ekonomik hedeflere ulaşmaya gayret ediyor. Bunu yaparken, diğer "yerli ya da yabancı oyuncuları" karşısına almamaya da özen gösteriyor. Doğrusu da budur zaten. Başbakan Ecevit'in yarın başlayacak Moskova ziyaretinde de herhalde aynı parametreler sergilenecektir.


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr