Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Başkan George W. Bush'un Avrupa gezisi vesilesi ile iyice yüzeye çıkan ABD - Avrupa anlaşmazlıklarında Türkiye'nin tavrı nedir?
Dünkü NATO zirvesinde görüldüğü gibi, ABD ile Avrupa'nın, temel bazı sorunlara yaklaşımında ciddi farklılıklar var. Bush'un nükleer savunma projesi, AB'nin kendi müdahale gücünü kurma niyeti, Balkanlar'daki ve Ortadoğu'daki gelişmeler, Körfez politikası, küresel ısınma, idam cezası, görüş ayrılıklarının odaklandığı konuların başında geliyor.
* * *
BU konularda, ABD'nin ve Avrupa'nın farklı yaklaşımlarını ve Türkiye'nin tavrını şöyle özetleyebiliriz:

* ABD, Soğuk Savaş döneminde uygulanan stratejiden farklı yeni bir doktrin ortaya atmış bulunuyor. Buna göre şimdi esas tehdit, kitlesel imha silahlarına sahip olma yolundaki bazı "sorumsuz" ülkelerden (İran, Irak, Kuzey Kore gibi) geliyor. ABD buna karşı "yıldız savaşları" projesini kısmen anımsatan bir "kalkan" oluşturmayı planlıyor. Ve bu konuda müttefiklerinin de desteğini istiyor.
* AVRUPA, bu fikre soğuk bakıyor. Bunun 1972 ABM (füze) anlaşmasını ortadan kaldıracağını, dolayısı ile Rusya ile gerginlik yaratacağını düşünüyor. Avrupalılar Bush'un düşlediği "füze kalkanı"nın fizibilitesi ve etkinliği konusunda da kuşkulu.
* TÜRKİYE, dün NATO'da Başbakan Ecevit'in konuşmasından da açıkça anlaşıldığı gibi, temelde ABD'nin görüşünü benimsiyor. Tehlike sınırına yakın bir ülke olarak Bush'un kaygılarını paylaşıyor. Ancak bu projenin yaşama geçirilmesi için, müttefiklerin (hatta Rusya'nın) onayını sağlaması gereğini savunuyor.

* ABD, AB'nin ayrı bir askeri güç kurmasına karşı çıkmıyor. Ama bunun NATO ile tam uyum halinde alınmasını istiyor. Bush son demecinde, ABD'nin bu fikri NATO içinde "uyumu mayınlamaması şartı ile" destekleyeceğini vurguladı.
* AB, kurulacak gücün AB üyesi olmayan NATO üyelerinin olanaklarından yararlanmak istiyor; ama onlara etkin bir söz hakkını vermiyor.
* TÜRKİYE, özellikle kendi bölgesindeki olası operasyonlar için, AB'nin karar mekanizmasında yer almakta ısrar ediyor.

* ABD, Balkanlar'da Avrupa'nın daha aktif rol oynamasından yana. Ama bu aşamada ABD'nin mevcut angajmanlardan vazgeçmesi söz konusu değil... Bush yönetimi, Körfez politikasını, Saddam'ı devirmek amacı ile ve Irak'a karşı "akıllı yaptırımlar" uygulayarak sürdürmeye kararlı.
* AVRUPA, Balkanlar'da olup bitenlerden kaygılı; ama hala hareketsiz. AB'nin bu konuda ortak bir stratejisi yok... Avrupalılar, Bush'un Körfez politikasını beğenmiyor ve Irak'la yakınlaşmak istiyor...
* TÜRKİYE, Balkanlar'da müttefiklerin daha aktif davranmasını bekliyor. Avrupalıların kayıtsızlığına da hayret ediyor... Irak konusunda Ankara, yaptırımlara soğuk bakıyor ve Bağdat ile diyalog ve yakınlaşma gereğini savunuyor.

* ABD, Kyoto anlaşmasına karşı çıkıyor ve ekonomisini etkileyecek yükümlülüklerden kaçıyor.
* AVRUPA, Bush yönetiminin bu konudaki tutumuna şiddetle karşı çıkıyor.
* TÜRKİYE, açıkçası bu konuda suskun, hatta ilgisiz.

* ABD, idam cezasının yürürlükte kalmasında ısrarlı.
* AVRUPA, bunu ABD'nin ayıbı sayıyor.
* TÜRKİYE, bu konuda ABD gibi düşünüyor.
* * *
SONUÇ: Bu tablodan Türkiye'nin şu sırada Atlantik'in iki yakası arasında görüş ayrılıkları yaratan ve hararetle tartışılan konularda, tavrının AB'den çok ABD'den yana olduğunu gösteriyor...