Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu mesajlardan biri, doğrudan ABye yönelik: Kopenhag zirvesinde mutlaka bir tarih verin. Bu "şartlı bir tarih" de olabilir.ABye diğer bir mesaj da şu: "Özel statü" gibi formüllerle vakit kaybetmeyin; çünkü Türkiye, AB ile ilişkilerini geriye götürecek böyle bir kararı kesinlikle kabul etmeyecektir...Yılmaz ayrıca Almanyaya da seslendi ve "sorumluluğunuzu bilin, görevinizi yapın" mesajını verdi...* * *YILMAZın bu konuşmasını yaptığı platform, Almanyadaki "Türkiye Araştırmalar Vakfı"nın Klassis Otelinde düzenlediği "Türkiye - AB İlişkileri ve Almanyanın Rolü" başlıklı sempozyumdur. İki gün sürecek olan bu toplantıya Türkiyeden ve Almanyadan önemli konuşmacılar ve konuklar katılıyor.Son İlerleme Raporunda üyelik müzakereleri için bir takvim verilememiş olmasından Türkiyede duyulan düş kırıklığını dile getiren Yılmaz, şimdi bunun Kopenhag zirvesinden beklendiğini belirterek şu önemli açıklamayı yaptı: "Kabul edebileceğimiz zirve kararı, eksikliklerimizin tamamlanması koşulu ile, tarih verilmesidir. 2004e kadar tarih vermeyen bir zirve, AB ile ilişkilerimizi Lüksemburg zirvesinden sonraki belirsizliğe sürükler..."Yılmaz ayrıntı vermedi, ama anlaşılan "koşullu tarih"ten kastedilen şey şu: AB, 2003 yılı için geçerli bir tarih verecek, ama o tarihe kadar Türkiyenin İlerleme Raporunda belirtilen bazı temel eksiklikleri tamamlanmasını da şart koşacak.Tabii bunda önemli olan nokta, bu kısa süre içinde hangi "eksiklikler"in yerine getirilmesi gerektiğidir. Eğer AB; Yılmazın konuşmasının bir başka yerinde dediği gibi, müzakerelerin başlaması tarihini ilan etmek için, en azından diğer bazı adaylara (örneğin Bulgaristan ve Slovakyaya) sergilediği anlayışı gösterirse, mesele yok. Türkiye temel eksikliklerini hızla tamamlamak için - reform paketinde olduğu gibi - kararlılığını ortaya koymasını bilecektir...* * *KOPENHAG zirvesinden böyle bir karar çıkabilir mi?Sempozyumda konuşan ABnin Ankaradaki yeni temsilcisi Hansjörg Kretschmer "Kopenhagdan olumlu bir mesaj beklerim" gibi muğlak bir laf etti. On beş üye ülkenin liderlerinin nasıl bir siyasi karar alacağını bilemediğini ekledi...Ne var ki AB yetkilileri, Ankaranın son sert çıkışlarının ışığında, Kopenhag zirvesinden hiçbir şekilde tarih içermeyen bir kararın çıkmasının, Türkiyeyi ABden soğutacağını anlamaya başlıyorlar.Bu nedenle gerek Brükseldeki komisyon çevreleri, gerekse üye ülkelerin başkentlerindeki ilgili diplomatlar, şimdi bir "orta yol formülü" arayışı içindeler.* * *KUŞKUSUZ bu formül, Mesut Yılmazın dediği gibi, "özel statü" olamaz. Gerçi bu fikir bir nevi "deneme balonu" gibi ortaya atıldı; ama Ankaranın sert tepkisi ile de karşılaştı. Çünkü "özel statü", Türkiyeyi AB mekanizmalarının dışında tutacak, bir bakıma onun bunca yıllık AB vizyonuna son verecektir.Mesut Yılmaz "özel statü" fikrini şu ifade ile kesip attı "Tam ve eşit üyelik dışında bir perspektif kabul etmeyiz. Özel statü gibi bir fikri tartışmayı bile anlamsız ve zamansız buluyoruz..." skohen@milliyet.com.tr Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz dün Silivride düzenlenen bir konferansta AB ile ilişkiler konusunda önemli bazı mesajlar verdi.