Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

KRİZ bitti mi, devam mı ediyor?
Kıbrıs'ta füze sorununun yarattığı gerginliğin ardından şimdi bu konuda görüşler farklı.
* Rum - Yunan tarafına göre, kriz yok artık. Füzeler adaya 16 aydan önce gelmeyecek. Bu arada bir çözüm gerçekleşirse, füzelerden vazgeçilecek. Dolayısı ile Türkiye'nin telaşlanmasına ve Rumları tehdit etmesine gerek yok...
* ABD'ye göre ise, bölgeye gelen Dışişleri yetkilisi Carey Cavanaugh'nun ifadesi ile, Kıbrıs'ta birkaç gün öncesine kadar bir kriz vardı, ama şimdi bu yatışmış görünüyor. Rumlar füze alımını ertelediklerine göre, aradaki 16 aylık zaman değerlendirilerek Kıbrıs sorunu çözümlenebilir...
* Türkiye'ye gelince: Ankara füze sorununu kapanmış saymıyor. Rumların "erteleme" kararının, "iptal" anlamına gelmediğini, dolayısıyla bunalıma yol açan nedenin ortadan kalkmadığını savunuyor. Diğer bir deyişle, Türkiye ve KKTC, ister kriz densin, ister başka sözcüklerle tanımlansın, füze sorununun yarattığı durumun devam ettiği kanısındadır...
* * *
ŞURASI bir gerçek ki, füze bunalımının geçen hafta yarattığı gerginlik bugün yok. Bu da, krizin yapay biçimde şişirildiğini gösteriyor.
Rusya'nın bu füzeleri Güney Kıbrıs'a 16 aydan önce teslim edemeyeceğini daha baştan bildirdiği şimdi açıklanıyor. Ne ilginçtir ki, bu açıklamayı şimdi bizzat Kıbrıs Rum sözcüsü yapıyor. Geçen hafta görüştüğümüz Türk yetkilileri de, S - 300'lerin bir - birbuçuk yıldan önce konuşlandırılamayacağını söylüyorlardı. Yani Ankara durumu biliyordu. Rumlar bu füzeleri, diplomatik bir silah olarak kullanmak istiyordu. Amaçları dünyayı ayağa kaldırmak ve Türkiye üzerinde baskı yapılmasını sağlamaktı. Hesapları şu idi: Rum tarafı "fedakarlık"ta bulunarak füzelerden vazgeçecek, ama karşılığında Türkiye'den (askerlerin çekilmesi gibi temel konularda) taviz koparacaktı.
Türkiye buna baştan sert tepki gösterdi. Belki bazı politikacıların ölçüyü kaçıran laflarının da etkisi ile, sanki Türkiye hemen Rum kesimine saldıracak gibi bir izlenim doğdu. Oysa Ankara füzelerin adaya gelmesi halinde gereken önlemlerin uygulanacağını bildiriyordu. Bu uyarıyı bir tehdit olarak algılayanlar telaşlandı. Kriz böylece daha da büyüdü. Ama sonuçta Rumlar baklayı ağızlarından çıkardılar: Ruslarla füze anlaşmasını siyasal amaçlarla yaptıklarını açıkladıkları gibi, bunun zaten 16 aydan önce teslim edilemeyeceğini de kabul ettiler.
Türkiye'nin "vururuz" tarzındaki uyarıları, olumsuz uluslararası tepkilere yol açtı. Ankara bu yüzden özellikle ABD'den azar işitti. Ama Rum tarafı da geri adım atmak zorunda kaldı. ABD ve Batı, füze anlaşmasına karşı net bir tavır ortaya koydu. Gerçi Klerides yönetimi hala 16 ay sonra füzeleri almak veya almamak konusunda duruma göre karar vereceğini öne sürüyor, yani bunu hala bir diplomatik silah olarak kullanmayı umuyor, ama Cavanaugh'nun sözleri de, Washington'un buna izin veremeyeceğini ortaya koyuyor. Tabii Türkiye'nin kararlılığı da bunun cabası...
* * *
CAVANAUGH'nun da dediği gibi, füze sorunu Kıbrıs'ta çözüm arayışı için beslenen umutları sarstı, yapılması planlanan girişimleri daha ileri bir tarihe attı. Ama ABD gene de iyimser görünüyor ve ufak adımlarla da olsa, bu yönde bazı ilerlemeler sağlamayı umuyor.
Amerikan diplomasinin amacı öncelikle bazı güven artırıcı önlemleri hayata geçirmektir. Cavanaugh, BM'nin bu konu ile ilgili paketi üzerinde gerek Denktaş, gerekse Klerides'ten söz aldığını öne sürüyor. İlk aşamada hedef, Yeşil Hat boyunca çatışmayı önleyecek önlemler (örneğin dolu olmayan silahların kullanılması gibi) almaktır. Diğer bir tedbir de, ada üzerindeki uçuşların yasaklanmasıdır.
Öyle görünüyor ki, önümüzdeki günlerde ve haftalarda ABD ve Avrupa bu gibi önlemlerle etrafı yatıştırmaya ve bir güven ortamı yaratmaya çalışacak. Bu sağlandığı takdirde, sıra esas müzakerelere gelecek. Yani o zaman, Anglo - Amerikan diplomatik girişimi başlayacak.
Füze sorunu bir Türk diplomatının deyişi ile "Demokles kılıcı" gibi sallanırken, esas müzakerelere geçmek mümkün mü? Doğrusu Denktaş buna şiddetle karşı. Bu görüş Ankara tarafından da paylaşılıyor. "Önce Rumlar füze anlaşmasını iptal etsinler, çatışma politikasını resmen terketsinler, ancak ondan sonra müzakereler düşünülebilir" deniyor.
Evet, kriz yatışmış da olsa, nedenleri henüz ortadan kalkmış değil...