Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sami KOHEN

TÜRKİYE'nin "Kürt göçü" karşısında İtalya ve diğer Avrupa ülkelerine mesajı şu: Biz bu sorunun çözümü için işbirliği yapmaya hazırız; ama siz de "Kürt meselesi"ni öne sürüp - Türkiye'yi de suçlayarak - bu akını özendirecek bir tavır almaktan sakının...
Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in, İtalyan meslektaşı Lamberto Dini'nin mektubuna - tabii daha diplomatik bir dille kaleme alınan - yanıtının özü bu.
Bu mektup, yılbaşı tatili nedeni ile Dışişleri Bakanı Dini'ye yarın verilecek.
* * *
DÜN İstanbul'daki Dışişleri Bakanlığı temsilciliğinde yaptığı söyleşide, İsmail Cem, Ankara'nın bu konuda tutumunu şöyle açıkladı:
"İtalya ve diğer Avrupa ülkelerine, bu göçün kontrol altına alınması için beraber çalışalım çağrısında bulunuyoruz. Örneğin sahillerde nasıl önlem alalım, bu insanları kaçak olarak Avrupa'ya taşıyan örgütlerle nasıl mücadele edelim, gelin bunları görüşelim, uygulamada işbirliği yapalım diyoruz..."
"Avrupalılara olayı iyi anlatmak zorundayız. Göçün siyasal mı yoksa ekonomik bir nitelik mi taşıdığının tespiti zor. Avrupa olayı bir boyutta görmek eğiliminde. Oysa Kuzey Irak'taki olayın nedenleri belli. O bölgede yerel Kürt grupları çatışıyor. Orada otorite boşluğu var. Kuzey Iraklı mülteciler, iç savaştan ve kargaşadan kaçıyorlar. Güneydoğu Anadolu'dan göç edenlerin durumu ise farklı. Bunların büyük kısmı ekonomik sorunlardan bunalmış durumda. Bunun bir nedeni de bölgede ambargo nedeni ile ticaretin ölmesidir. Güneydoğu'dan Avrupa'ya sığınmak isteyenlerin baskı ve ayırımcılık yüzünden
- yani siyasi nedenlerden - kaçtıkları iddiası (ki bu son günlerde Batı medyasında yer alıyor) çok yanlış..."
"Eğer Avrupa bu tür iddialarla ve Kürt kuruluşlarına arka çıkan beyanlarla hareket ederse, bu göçü özendirmiş olur. Nitekim, PKK şimdi bunları Avrupa'da güçlenmek için malzeme olarak kullanıyor. PKK bu akını düzenleyenlerle bir olup, bu işten para da kazanıyor. Dolayısıyla eğer Avrupa bir çözüm istiyorsa, şunları yapmalıdır:
1) Kuzey Irak'la daha yakından ilgilenmeli, otorite boşluğunun ve iç savaşın son bulmasına yardımcı olmalı. 2) Türkiye'nin Irak sorunundan uğradığı kayıplara hassasiyet göstermeli. 3) Türkiye ile bu akının durdurulması konusunda işbirliği yapılmalı..."
* * *
ASLINDA İtalya da, - Dini'nin mektubunda belirttiği gibi - Türkiye ile bu alanda işbirliği yapmak istiyor. Ancak, Türkiye'yi rahatsız eden olay, bazı İtalyan yetkililerinin konuyu, "Kürt halkının hakları" platformuna kaydırıp Türkiye'nin bu yönde önlem almasını istemesidir. Diğer bir husus da, İtalya'nın (Almanya ve diğer avrupa ülkelerinin aksine) "Kürt göçü"nü ekonomik değil, "siyasal nedenli bir olay" olarak görmesi ve kaçaklara "siyasal iltica hakkı"nın verilmesi eğilimini taşımasıdır.
Dışişleri Bakanı Cem, "biz İtalya'ya bu konuda kaçaklara hangi statüyü vermesi gerektiğini söyleyecek değiliz" diyor; ancak bu insanları siyasal sığınmacı olarak kabul etmesinin, militan örgütlerin de kışkırtması ile, yoğun bir Kürt propagandasına yol açacağı uyarısında bulunuyor. Bakan ayrıca, böyle bir tavrın kitle halinde bir göçü özendireceğini ve sonunda İtalya veya diğer Avrupa ülkelerinin başının iyice derde gireceğini de belirtiyor.
İtalya'nın bir başka talebi de (Dini'nin mektubunda da değinildiği gibi), kaçakların Türkiye'ye iadesi halinde, Ankara'nın bunları kendi topraklarında kabul etmesidir. Cem, T.C. vatandaşlarının Türkiye'ye dönme haklarının bulunduğunu, bunun bir sorun oluşturmayacağını söylüyor. Ancak Kuzey Iraklıların (ve kaçakların arasına karışabilen diğer yabancı uyrukluların) Türkiye tarafından kabul edilmesi söz konusu olamaz. Türkiye'nin 1951 tarihli mültecilerle ilgili Cenevre Konvansiyonu'na koyduğu "coğrafi sınırlama" kaydına göre, Türkiye, Avrupa dışındaki sığınmacılara kapılarını açmakla kendini yükümlü saymıyor...
* * *
BUNA paralel olarak Türkiye'nin bu akını durdurmak için alması ve hızla uygulaması gereken (Önceki günkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, sahillerin sıkı denetiminden kaçakçılığı yürütenlerin yakalanmasına ve Güneydoğu'da reformların gerçekleştirilmesine kadar) çeşitli önlemler var.
Avrupa için bu dertten bir an önce kurtulmanın bir yolu da, Türkiye'ye bu yönde destek olmasıdır...



Yazara Email S.Kohen@milliyet.com.tr