Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



IRAK Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabani'nin "bağımsız Kürdistan rüyası" konusunda son söyledikleri, bize yıllar önce Kıbrıs Rum lideri Makarios'un "Enosis" ile ilgili sözlerini anımsattı.
Başpiskopos Makarios'un çeşitli vesilelerle kendisiyle yaptığımız söyleşilerde Yunanistan'la "ilhak" ile ilgili sorumuza verdiği yanıt şöyle idi: "Enosis arzu edilen (desirable), ama gerçekleşmesi olanaksız (not feasable) bir rüyadır"...
Nitekim bu arzu, o dönemde pek çok Kıbrıslı Rumun - ve de Yunanlının - gönlünde yatmakla beraber, bir türlü gerçekleşme yoluna girmedi. Bu fikrin şampiyonu olan Makarios da zaten, söyleşilerimizde belirttiği gibi, bunun yaşama geçirilmesinin imkansız olduğunu anladı ve neticede "Enosis" hayali de uçup gitti...
***
CELAL Talabani'nin son demeci de, aynı doğrultuda görünüyor. Tokyo'da konuşan Kürt liderin şöyle dediği bildiriliyor: "Bağımsız Kürt devleti rüyası ölmedi, ama bu şu anda imkansız ve de gündemde değil"...
"Gerçekçi olmak zorundayız" diyen Talabani halkın "başarılabilir" realist hedefler bulması gerektiğini, dolayısı ile "Kürtler için en iyi yolun demokratik, federatif ve çoğulcu bir Irak olduğunu" vurguladı.
Iraklı Kürt liderin böyle düşünmesi - ve böyle konuşması - meseleye gerçekçi ve pragmatik biçimde yaklaştığını gösteriyor. Kendisine ve Mesut Barzani dahil, diğer Iraklı Kürt yetkililere düşen görev de, olmayacak hayaller peşinde koşmaktan kaçınmak olmalıdır...
***
TALABANİ Tokyo'daki konuşmasının diğer bir bölümünde, ne yazık ki aynı realizmi göstermedi. "Irak'ta Türk ordusunun varlığına karşıyız" diyen Kürt liderinin bu tavrı, daha önce "eğer Türk askeri Kuzey Irak'tan geçerse, olay çıkar" tarzındaki tehditlerinin bir devamı...
Kuzey Irak'taki Kürt grupları Irak krizinin başından beri, Türkiye'nin Irak'a asker göndermesine karşı çıktılar. Bunun nedeni açık: Kürtler Kuzey Irak'ta kendi varlıklarını pekiştirirken, ellerini zayıflatacak bir durumla karşılaşmak istemiyorlar. Açıkçası Talabani ve Barzani Türkiye'nin - hele asker bulundurarak - Irak'ta nüfuz ve rol sahibi olmasını kendi emelleri için en büyük engel sayıyorlar.
Kürtler Türkiye'ye karşı besledikleri kuşkulara karşılık, umutlarını Irak Savaşı sırasında sıkı işbirliği yaptıkları ABD'ye bağlamış görünüyorlar. Ancak, Kürt yöneticilerinin Irak'ta bir Türk askeri varlığı görmek istemediği yolundaki beyanları, Türkiye'nin Irak'a asker göndermesini isteyen ABD'yi rahatsız ediyor. Nitekim Talabani'nin son demecinin ardından Washington, bu sözlerin dikkate alınmaması gerektiğini açıklamıştır.
***
BELLİ ki ABD ile Iraklı Kürtlerin bu konuda çıkarları ve tutumları çelişiyor. Ancak Türk askerinin Irak'a sevkı konusunda - eğer Ankara bu yönde bir karar alacaksa - Kürtlerin bunu engelleme şansı yok. ABD bastıracak, Talabani ve Barzani de sonunda bu gerçeğe boyun eğecektir.
Kürt liderleri, üyesi oldukları Irak Geçici Konseyi'nin Türkiye'ye asker göndermesi için bir çağrıda bulunmasını önler mi? Bu kurulun tamamen ABD'nin güdümünde olduğu ve Washington'un ona BM'nin de tanıyacağı bir meşru statü vermeye çalıştığı bir ortamda, Talabani - Barzani ikilisinin sorun yaratması pek beklenemez.
Ama herhalde onların gönlünde yatan şey, Ankara'dan "asker göndermeme" kararının çıkmasıdır...