Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TÜRKİYE’nin Kuzey Irak’taki bölgesel yönetime yönelik yeni açılımından bir sonuç alınabilir mi?
Geçen salı günü, Türkiye’nin Irak Özel Temsilcisi Murat Özçelik’in Bağdat’ta bölgesel Kürt lideri Mesut Barzani ile yaptığı görüşmeden sonra bu soru hararetle tartışılıyor.
Irak’taki Kürt yönetimine böyle bir açılıma prensipte karşı olanlar, PKK’nın Kuzey Irak’taki varlığına son verilmesi bağlamında, bu temastan hiçbir sonuç beklemiyorlar.
Buna karşılık yeni diplomatik girişimi gerçekleştirenler, ihtiyatlı bir şekilde umutlu görünüyorlar.

İnce ayarlar
Ankara’nın bu yeni açılımıyla ilgili, önce şu tespitleri yapmakta yarar var:
- Iraklı Kürt liderlerle bu temas, daha kapsamlı bir diplomatik girişim çerçevesinde gerçekleşti. Yani Özel Temsilci Özçelik ve heyeti, sadece Barzani ile değil, Irak Cumhurbaşkanı Talabani ve Başbakan Maliki ile de görüştü. Bu inisiyatifin amacı, PKK’nın K. Irak’taki varlığına karşı Irak’taki çeşitli unsurlardan aktif bir destek sağlamak.
- Barzani ile buluşmanın tarzına dikkat edildi ve bir “ince ayar” yapıldı: Görüşme Erbil’de değil, Bağdat’ta düzenlendi. Toplantı resmi yerine özel bir mekânda gerçekleştirildi. Bölgesel başkan sıfatını taşıyan Barzani’nin Türk muhatabı da Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Özçelik oldu.
- K. Irak Kürt yönetimi ile daha önce benzer düzeyde çeşitli temaslar kurulmuştu. Ancak şimdi, Irak’ın işgalinden bu yana ilk kez Mesut Barzani ile bir görüşme gerçekleşmiş oldu. Aslında Barzani, Irak anayasasının öngördüğü statü ve sıfatla yabancı ülkelerce de tanınan bir lider. Bununla beraber, Türk diplomasisinin bu temasla ilgili yaptığı “ince ayar” Türkiye’nin onu “resmen tanıma” konusundaki çekincesini ortaya koydu...
- Bu temasla, Türk diplomasisi dikkatli, ama aynı zamanda cesur bir adım atmış oldu. Bunun yeni bir sürecin başlangıcı olacağı umuluyor. Yani bundan sonra başka temasların gerçekleşmesi ve böylece diyaloğun devam etmesi bekleniyor.

Ne kadar kararlı?
Şimdi esas mesele bu temasların PKK’ya karşı etkin bir işbirliğine yol açıp açmayacağıdır.
Bu da Türkiye’nin beklentilerinin ne olduğu sorusu ile ilintili.
İlk görüşme, en azından Barzani yönetiminin PKK terörüne karşı açık ve net bir tavır aldığı kanaatini uyandırıyor. Bunun kayda geçmesi, önemli. Ancak bu tavrın, PKK’ya karşı harekete geçme yönünde ne ölçüde uygulanacağı yeni süreçte belli olacak.
Görüşmelerde, yeni diyaloğun geniş çevresi dışında, PKK ile mücadelede Barzani yönetiminden beklentilerin ne kadar detaylı ele alındığını ve alınmışsa somut ne gibi sonuçlar alındığını bilmiyoruz.
Ama bu temastan sonra bölgesel Kürt yönetiminin, medyada yer alan “beklenti veya talep listesi”ni hemen yerine getirmesini beklemek gerçekçi olmaz. Barzani’nin o bölgede PKK’yı kökünden silmek için bu teröristlerle bir savaşı göze alabileceğini düşünmek zor.

Beklenen adımlar
Ancak Barzani yönetiminin Türkiye’nin beklentilerini karşılamak bağlamında yapabileceği ve Türkiye’nin güvenini yeniden kazanmak için yapabileceği epey şey vardır. Örneğin, yolların, havaalanlarının daha sıkı kontrolü, lojistik desteğin kesilmesi gibi...
Bu temasların ardından Barzani yönetiminin bu konudaki siyasi kararlılığını gösterecek adımlar atması, Türk diplomasisinin açılımını başarılı kılacağı gibi, Ankara ile Erbil arasında bir yakınlaşma sürecinin başlamasını da sağlayacaktır.