Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


DİKKATLERİN Irak’la ilgili ABD müzakereleri ve Meclis’e sunulması beklenen tezkere üzerinde odaklandığı bir sırada, Kuzey Irak’tan gelen haberler, meseleye kaygı verici bir boyut getiriyor.
Bu haberler Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Kürtlerle karşı karşıya gelebileceğinin işaretini veriyor.
Kürt liderlerinin, Türkiye ile ABD arasındaki görüşmelerin sonuçlanmak üzere iken açıkça böyle bir çatışma olasılığından söz etmesi, birdenbire Kuzey Irak’taki yeni bir tehlikeyi de ön plana çıkarıyor.
***
TÜRKİYE’nin ABD ile müzakerelerde de vurguladığı gibi, Kuzey Irak’ın statüsünün belirlenmesinde, üzerinde ısrarla durduğu hususların başında şunlar geliyordu: (1) Irak’ın toprak bütünlüğü korunacak. (2) Bağımsız Kürt devletinin kurulmasına izin verilmeyecek. (3) Olası Federal sistem, etnik değil, coğrafya esaslarına göre düzenlenecek. (4) Tükmenler ‘asli unsur’ sayılarak yeni siyasi yapıda yer alacak. (5) Kürtler Musul ve Kerkük’e sahip çıkmayacak. (6) Peşmergeler zamanı gelince silahsızlanacak...
Bu arada Türkiye, askeri alanda önemli bir tavır aldı: Olası savaş nedeni ile (sayısı 50 - 60 bin olarak tahmin edilen) bir kuvveti Kuzey Irak’a sevk etme hazırlıklarına girişti. Ankara bu askerlerin hem olası mülteci akınını durdurmak, hem PKK/KADEK eylemlerini engellemek, hem de Kürt militanlarının bağımsız bir devlet ilan etmesini ve de Musul - Kerkük’ü ele geçirmesini önlemek amacı ile Kuzey Irak’ta konuşlandırılacağını bildirdi. Türk yetkililer, ABD askerlerinin "Kuzey Cephesi" için Türk topraklarından geçişlerine izin verilsin veya verilmesin, Türk güçlerinin Kuzey Irak’ta bu denetim görevini üstleneceğini de belirttiler.
***
KUZEY Irak’taki Kürt gruplarının (hem KDP’nin, hem de KYB’nin) Türkiye’nin bu tutumuna (ve özellikle askeri varlık ile ilgili hazırlıklarına) hiç sıcak bakmadıkları baştan biliniyordu. Onlar Türk yetkilileri ile görüşmelerinde bağımsızlık istemediklerini belirtmekle yetiniyor, ama Ankara’nın kendi statülerinin belirlenmesine karışmamalarını istiyordu.
Son günlerde bir yandan Türk askerlerinin Kuzey Irak’a girmesi ve belirli noktaları kontrol altına alması, bir yandan da peşmergelerin silahsızlandırılması konusu gündeme gelince, Kürtler tepki göstermeye başladı. Nitekim Kürt liderler peş peşe yaptıkları açıklamalarda şu hususları dile getirdiler: (1) Türk ordusu Kuzey Irak’ta konuşlanmamalı. (2) Peşmergelerin silahsızlandırılmasına Kürt otoriteleri Irak’ın genel yapısı belli olunca karar verecek. (3) Türkiye’nin askeri ve siyasi müdahaleleri başkalarının da benzer müdahalelerine yol açar, istikrarsızlık yaratır...
Kürt liderler bu bağlamda son günlerde ses tonunu da epey yükselttiler. Hoşyar Zebari Türk kuvvetlerinin Kuzey Irak’a girmesinin çatışmalara yol açabileceğini dahi öne sürdü.
***
IRAK krizinin en kritik döneminde Türkiye ile Iraklı Kürtler arasında böyle bir gerginliğin ortaya çıkması, endişe vericidir. Özellikle Türk askerlerinin Kuzey Irak’a girmesi halinde Kürt militanlarının, iddia edildiği gibi, karşı çıkması ve direniş göstermesi, tehlikeli sonuçlara yol açacaktır.
Türkiye, kendi açısından "arzu edilmeyen sonuçları" önlemek için Kuzey Irak’ta bir askeri varlık kurmak zorunluğunu hissediyor. Ankara bunun gerekçelerini Kürtlere ve dünyaya inandırıcı argümanlarla anlatmalıdır. Bunun silah zoru ile iç işlere müdahale veya daha kötüsü bir işgal olarak görülmemesi şarttır. Bu arada Kürtlerle bir sürtüşme aşamasına girilmesini önleyecek aktif girişimlere de ihtiyaç vardır.