Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Öcalan olayının ta başında olduğu gibi, DGM'nin idam kararını açıklaması konusunda da, dış dünyanın gösterdiği tepki, oldukça karışık, hatta çelişkili...
Bir kısım ülkeler kararı saygı ile karşılıyor, yargılamanın adil esaslara göre yapıldığına inanıyor ve kararla ilgili sürecin bundan sonraki aşamasının dikkatle izleneceğini belirtiyor. ABD'nin tepkisi bu mealdedir. Washington gibi diğer bazı ülkeler, - Öcalan'ın terör eylemlerine ilişkin suçlamaları inkar etmediğini de anımsayarak - mahkemenin kararını eleştirmek yerine, bu olayın toplumsal uzlaşma için bir fırsat olarak kullanılması gerektiğini savunuyor.
Buna karşılık, mahkemenin idam cezasına karşı çıkanlar ve bu kararın mutlaka değiştirilmesi gerektiğini öne sürenler var. Avrupa ülkelerinin ve kuruluşlarının genel tepkisi bu yönde olmakla beraber, bunda da farklı nedenlerle farklı tavırlar sergileniyor. Bazısı (İtalya gibi) cezayı haksız buluyor ve bunun infaz edilmesi halinde, Türkiye'nin Avrupa kurumlarından dışlanması gerektiğini iddia ediyor. Bazısı (İngiltere gibi) idam cezasına karşı olan AB'nin Öcalan'a karşı cezanın hapse çevrilmesi için devreye girmesi çağrısında bulunuyor. Bazısı da (İsviçre gibi) Öcalan'ın asılması halinde, Türkiye'de terörün şiddetleneceği varsayımından hareket ederek, soruna barışçı yollardan çözüm bulunması tavsiyesinde bulunuyor...
* * *
TEPKİLERİN farklı olmasında, çeşitli nedenler rol oynuyor. Bazı Avrupa ülkeleri, açıkçası PKK'nın kendi topraklarındaki eylemlerinden - ve kendi insanlarının can ve mal güvenliğinin tehlikeye düşmesinden - korkuyor. Bu özellikle Almanya için geçerlidir.
Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde dün Kürt militanlarının düzenlediği gösteriler şimdiden duyulan sıkıntıyı ve rahatsızlığı ortaya koyuyor.
Avrupa'da Öcalan'ın idamına karşı tavır alan bir kısım politikacıların ve aydınların argümanı ise siyasidir. Onlar hala Öcalan'a binlerce kişinin hayatına mal olan 15 yıllık bir terör kampanyasının başı - yani açıkça bir terörist - olarak bakmamakta ısrarlı. (Tabii onların gözünde PKK da bir terör örgütü değil!) Dolayısı ile, bu çevreler şimdi bir nevi "Öcalan'ın hayatını kurtarma" kampanyası başlatmış bulunuyorlar...
* * *
WASHINGTON muhabirimiz Yasemin Çongar'ın önceki günkü analizinde ABD'nin tavrı konusunda belirttiği hususlar, ABD ile Avrupa'nın bu konuya bakış açısının ne kadar farklı olduğunu açıkça ortaya koydu.
Esasen ABD'nin terörle ilgili olarak PKK'ya ve Öcalan'a karşı tutumu, daha baştan tutarlı bir çizgide olmuştur. Öcalan'ın Avrupa'da barındırılmaması, daha sonra da Kenya'da yakayı ele vermesi konusunda Washington'un oynadığı rol artık herkesçe biliniyor. Aynı dönemde Avrupa ülkelerinin takındığı tavır da malum!..
Bugün Avrupa ülkeleri ve kuruluşları arasında bu konuda tam bir görüş birliği olmasa da genel tutumları, - nedenleri ne olursa olsun - doğrusu Türkiye'den yana değildir.
Bu bağlamda daha idam cezası haberi yayılır yayılmaz, bazı Avrupalıların yaygara kopararak bu nedenle Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyeliğinin askıya alınabileceği, AB'nin de Ankara'ya kapılarını büsbütün kapatabileceği gibi tehditler savurdukları görülüyor.
Bu tavır karşısında nasıl bir strateji izlenmesi gerektiği, önümüzdeki günlerde ve haftalarda, soğukkanlılıkla tartışılmalıdır.




Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr