Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kendi nüfusundan fazla Suriyeli mülteciye kucak açan ve bir insanlık örneği sergilediği için Nobel’e aday gösterilen Kilis, hiç de böyle bir durumu hak etmiyor.
Bu güzel kent haftalardır, Kuzey Suriye’de üslenen IŞİD’in roket saldırılarının hedefi olmuş durumda. Şimdiye kadar kente isabet eden 78 Katyuşa roketi 21 sivilin canını aldı. Aralarında Suriyelilerin de bulunduğu kent sakinleri korku içinde yaşıyor. İşyerlerinin, okulların bir kısmı kapalı. Birçok aile kenti terk edip daha güvenli yerlere göç ediyor.
Sabrı tükenen Kilisliler çeşitli yollardan Ankara’ya “Bu çekilmez duruma bir an önce son verin” mesajını iletmeye çalışıyor...
Ne yapılıyor?
Hükümet tabii durumun ciddiyetinin bilincinde.
Aslında IŞİD, daha önceki bir yazımızda incelediğimiz amaçlarla, Türkiye’ye adeta savaş ilan etmiş ve sınıra yakın bölgeden roket saldırıları için Kilis’i hedef almış bulunuyor.
Türkiye bu saldırılara 40 km menzilli “Fırtına” obüsleriyle karşılık veriyor. Resmi açıklamalardaki deyişle “misliyle verilen karşılık” kuşkusuz IŞİD saflarında kayıplara yol açıyor. Ne var ki Katyuşaların mobil atış noktalarından fırlatılması, bu silahların tam isabetle imhası imkânını vermiyor...
Gene şimdiye kadar Türkiye’nin bu saldırılara karşı yaptığı diğer bir şey de, ABD önderliğindeki koalisyona ait hava kuvvetlerini devreye sokmak olmuştur. Zaman zaman IŞİD hedeflerine karşı yapılan hava bombardımanı da verdiği zarara rağmen, Kilis’e karşı saldırıların önünü kesememiştir.
Ne yapılabilir?
Öylesine sistematik saldırılara karşı daha etkin tedbirler almak gerek. Ankara bunların ne olduğunu elbette biliyor. Ama ne yazık ki onun ellerini bağlayan faktörler var.
Örneğin Türk Hava Kuvvetleri, Kuzey Suriye’de Rusya’nın kontrolündeki hava sahasına girip, IŞİD’e karşı hava operasyonlarını bizzat yapamıyor... Türkiye IŞİD mevzilerine karşı karadan, sınır ötesi operasyonlara girişmeyi göze alamıyor...
Ayrıca TSK, Katyuşa tipi roketlerin havada imhası için hava savunma sistemlerine sahip değil. Ankara bu konuda NATO müttefiklerinin daha aktif desteğini sağlamaya çalışıyor.
Şu bir gerçek ki IŞİD’in Kuzey Suriye’den Kilis’e karşı giriştiği saldırılara Ankara’nın gereken karşılığı vermek kabiliyeti, mevcut şartlar nedeniyle, sınırlı kalmıştır. (Rusya ile uçak olayı yüzünden bozuşma da bu faktörlerden biridir).
Ancak Ankara’nın daha uzun süre hareketsiz kalma lüksü yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak Türkiye’nin gerekirse tek başına da hareket edebileceği sinyalini vermiştir. Bunun ne şekilde olabileceği ise merak konusudur...