Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Başbakan'ın belli başlı tespitlerini şöyle sıralayabiliriz: İleriye dönük, uzun soluklu bir girişim olan "Medeniyetler İttifakı"nın öncelikli hedefi, yeni kuşaklara kültürel farklılıklar karşısında "uyum duyarlılığını" aşılamaktadır... Herkes kendi coğrafyasında, önyargılara ve hoşgörüsüzlüklere karşı duyarlılığı geliştirmeli ve gereken tedbirleri almalıdır... Farklılıkları "öteki" olarak görüp dışlamak, ayrışma, çatışma ve bölünme başlangıcı olur. Çokluk, içeride de birlik tesis eder... "Medeniyetler İttifakı" çerçevesinde geliştirilecek stratejiler, ulusal düzeyde önemli ihtiyaçlara cevap verecek, aynı zamanda ortak küresel faaliyetin yapı taşlarını oluşturacaktır... Stratejimiz çoğulculuk, farklılıklara saygı, işbirliği, diyalog, insan haysiyetine saygı ve kadın-erkek eşitliği ilkelerine dayanmaktadır... BAŞBAKAN R. T. Erdoğan'ın dün Madrid'de başlayan "Medeniyetler İttifakı Forumu"nda, eşbaşkan olarak yaptığı açılış konuşmasında, ifade ettiği görüşler ve verdiği mesajlar, bu yeni uluslararası harekete yön verecek niteliktedir. Medeniyetler İttifakı hareketinin Madrid'deki Forum'la "eylem aşaması"na girdiği bir sırada Başbakan'ın bu tespitleri herkes için bir ilham kaynağı sayılmalıdır. Türkiye de buna dahil...Gerçekten Türkiye'nin bu girişimle ilgili müstesna bir konumu var. Tarihi, coğrafyası, kültürel mirası, çok yönlü politikaları, bu rolü başarıyla oynamasına çok müsait.Bu girişimle uluslararası platforma önemli bir aktör olarak çıkan Türkiye'nin bu işten bir kazancı da, AB üyeliği davasını, - Medeniyetler İttifakı anlayışıyla- tutarlı şekilde savunma olanağını bulmasıdır. Nitekim Başbakan Erdoğan, Forum'daki dünkü konuşmasında, bu argümanı açıkça ortaya koymuş ve "Türkiye'nin AB üyeliği, Medeniyetler İttifakının mümkün olduğunu bütün dünyaya gösterecektir" deyip, bu "tarihi fırsatın kaçırılmaması" çağrısında bulunmuştur.Şu tesadüfe bakın ki, Türkiye'nin AB üyeliğine özellikle "kültür farkı"nı öne sürerek karşı çıkan Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy, önceki gün Suudi Arabistan'ı ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, İslamı övmüş ve büyük dinlerin ortak değerlerinin esasları üzerinde bir "medeniyet politikası" geliştirilmesini istemiştir!.. Uluslararası rol... Başbakan'ın Madrid'deki sözlerinin bir kısmı, Türkiye'nin kendi içinde de bazı önemli düzenlemeler ve uygulamalar yapması zamanının geldiğini ortaya koyuyor.Türk diplomasisinin Medeniyetler İttifakı çerçevesinde "dışarıda" din, kültür, vs. farklılıklarının giderilmesine ve çoğulcu ve hoşgörülü bir düzenin kurulmasına çalıştığı bir dönemde, "içeride" buna ters düşen bazı gelişmelerin cereyan etmesi bir talihsizliktir.Son zamanlarda bazı rahiplere karşı girişilen saldırılar, Hıristiyan din kurumlarına yapılan tehditler, yabancılara karşı yürütülen kampanyalar, Türkiye'de hükümetin, siyasi partilerin, eğitim kurumlarının, sivil toplumun ve medyanın bu alanda yapması gereken daha çok iş bulunduğunu gösteriyor.Medeniyetler İttifakı için öngörülen çeşitli önlemlerin ulusal düzeyde de hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunun için öncelikle siyasi irade ve kararlılık şart. Başbakan'ın konuşmasında bu yönde bir "ulusal strateji"nin "hazır hale" geldiğini açıklaması umut vericidir. skohen@milliyet.com.tr Ulusal strateji