Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aslında Bush yönetiminin Irak'tan Afganistan'a, Filistin'den Arap Emirlikleri'ne kadar, geniş bir bölgeyi, kendi çıkarları doğrultusunda tamamen etkinliği - veya yer yer egemenliği - altına almayı hedeflediği apaçık.Son gelişmelerin ışığında, Washington'un Ortadoğu'da - ve de ötesinde - bir "Pax Americana" - veya daha açık bir deyişle bir "Amerikan düzeni" - kurmaya başladığını rahatça söyleyebiliriz...***BU yeni dönemde ABD'nin bölgede yaşama geçirdiği strateji ile ilgili son gelişmeleri şöyle sıralayabiliriz: Bush yönetimi Irak ile ilgili planlarını adım adım uyguluyor: Önce baskı ve tehditler, sonra savaş; tahmin edildiğinden de kısa süren savaştan sonra şimdi yeniden yapılanma ve ABD'nin arzuladığı biçimde yeni bir rejimin kurulması faslı... Irak'ın fiili yeni patronu Jay Gardner'ın açıklamasına göre, Bağdat'ta bu ayın ortasında geçici hükümet göreve başlayacak. Musul'da dün ilk kez bunun yerel provası sayılan bir yönetim seçildi. ABD, ekonomik yapılanmanın da patronluğunu üstlenmiş, 5 - 6 dev Amerikan şirketini şimdiden devreye sokmuş durumda... ABD bölgede yeni stratejik hedeflerine uygun biçimde eski dostluk veya ittifakları yeniden gözden geçirirken, yenilerinin temellerini atıyor. Kuveyt, Katar, Bahreyn, yeni stratejik müttefikler. Irak savaşı sırasında ABD'ye istediği gibi yardımcı olmayan Suudi Arabistan'ın ise adeta pabucu dama atılıyor. Körfez bölgesini ziyaret eden Savunma Bakanı Donald Rumsfeld bunu açıkça hissettirdi ve ABD'nin Suudi Arabistan'dan 10 bin askerini çektiğini ve stratejik hava üssünü de Katar'a naklettiğini açıkladı. Başkan Bush'un bir ara "şer ekseni"ne dahil ettiği Suriye, halen Amerikan diplomasisinin yeni hedefi. Irak savaşının sona ermesinden sonra ABD yönetiminin tehditleri, "şimdi sıra Suriye'de" dedirtecek yoğunlukta idi. Ama anlaşılan Washington Başkan Beşar Esad ile diyalog kurarak bazı taleplerinin yerine getirilebileceğini ve bunun için de savaş açmaya gerek olmadığını düşünmüş olacak. Nitekim Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın Şam ziyareti bu yolu açmış görünüyor. Bush yönetimi Ortadoğu'daki gerginliklerin bir numaralı kaynağı olan Filistin meselesine de el atmış bulunuyor. ABD'nin inisiyatifi ile hazırlanan barış için "yol haritası" şimdi masaya getiriliyor. Bu bağlamda Filistin yönetiminde gerçekleştirilen değişiklik ABD'nin istediği gibi. Washington bir süre önce Yaser Arafat'ı gözden çıkarmıştı. Şimdi Abu Mazer (Mahmut Abbas'ın) işbaşına gelmesi ve "barışçı programı"nı açıklaması, ABD'yi umutlandırıyor. IRAK savaşının ardından ABD'nin Ortadoğu'da uygulamaya koyduğu yeni stratejinin unsurları teker teker ortaya çıkıyor. ***BÜTÜN bu gelişmeler, Bush'un kendi doktrinini veya daha geniş çerçevede "Pax Americana"yı Ortadoğu'da yaşama geçirme sürecini başlatmış olduğunu gösteriyor.Türkiye açısından, yeni Amerikan stratejisinin ikili ilişkilere nasıl yansıyabileceğini de yarınki yazımızda ele alacağız. skohen@milliyet.com.tr