Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Raporun "eksiler" hanesindeki bazı maddelerin doğruluğu tartışılabilir; ancak bunun genelde oldukça objektif bir belge olduğu da açık. Raporu "artı"ları ve "eksi"leri ile bir bütün olarak ele almak gerek...Ne var ki, rapor Türk kamuoyunun heyecanla beklediği müzakere tarihini vermedi ve bu konudaki kararı aralık ayındaki Kopenhag zirvesine bıraktı. Raporun daha çok teknik bir değerlendirme niteliğini taşıdığını dikkate alırsak, komisyonun topu 15 üye ülkenin liderlerine atmasını doğal karşılamak da mümkün.***ŞİMDİ İlerleme Raporunun ilerisine, yani bundan sonra neler olabileceğine ve neler yapılması gerektiğine bakmak gerekiyor.Kopenhag zirvesine iki ay var. Türkiye bu zamanı iyi kullanmak durumunda. Gerçi bunun yaklaşık bir ayı, seçim kampanyası ile geçecek. Ama Türk yetkilileri ve sivil toplum kuruluşları, aralık zirvesinden olumlu bir sonucun çıkması için yoğun bir kampanyaya mutlaka zaman ayırmalıdır.Bu kampanya çerçevesinde, siyasi liderlerin (bu arada özellikle Tayyip Erdoğanın ve Deniz Baykalın) hemen bugünlerde Brüksel, Kopenhag ve diğer önemli AB başkentlerini ziyaret etmelerinde büyük yarar var.Ayrıca, Türkiyenin AB raporunda üzerinde durulan uygulamalarda yeni adımlar atması (ülkede insan hak ve özgürlükleri standartlarını yükselteceği gibi) ABde zirve öncesinde olumlu bir etki yaratacaktır. Nihayet belli başlı partilerin ortak bir girişimle (sivil toplum kuruluşlarının yaptığı gibi) ABye siyasi iradelerini beyan etmesi çok yararlı olacaktır.***İLERLEME Raporunda herhangi bir tarih verilmemiş olması, Kopenhag zirvesinden de müzakereler için bir takvim çıkmayacağının işareti sayılabilir mi?Kuşkusuz rapor bir tarih içerseydi, bunun zirveyi etkin biçimde yönlendireceği söylenebilirdi. Şimdi açıkçası bu olasılık nispeten zayıf görünüyor.Türkiyenin beklediği cinsten bir tarih verilmemesi halinde, iki ihtimal var: Biri, "koşullu bir takvim"in belirlenmesi. Buna göre AB belirli bir zaman daha (6 ay veya bir yıl) Türkiyedeki gelişmeleri yakından izleyecek ve sonucu tatminkar görürse o sürenin sonunda müzakereleri başlatacak. İkinci olasılık, Türkiyeye tam üyelik yerine "özel bir üyelik" statüsünün verilmesidir. Buna göre de Türkiye ABnin belli başlı organlarında yer almamakla beraber, örgütle siyasal, askeri ve ekonomik bağlarını ayrıcalıklı biçimde geliştirebilecek.Bu aşamada bu ve buna benzer "senaryolar" üzerinde fikir egzersizleri yapılıyor. Ama kararı verecek olan, aralıkta Kopenhagda toplanacak liderlerdir.***BU siyasi bir karar olacağı için, bunda İlerleme Raporunun dışındaki bazı faktörler de rol oynayacaktır. Türkiyedeki seçimlerin sonucu, belirleyici faktörlerden biridir. Bir diğeri de Kıbrıs meselesindeki gelişmelerdir. Nihayet bir üçüncü faktör de, uluslararası konjonktür çerçevesinde Türkiyenin konumu ve artan önemidir.Özetle: Kopenhagdan çıkacak siyasi karar İlerleme Raporunun ilerisinde, yani 2 aylık sürede, olup biteceklere bağlı... skohen@milliyet.com.tr Bugün yayımlanması beklenen AB İlerleme Raporunun içeriği, medyaya önceden yansıdığı için, artık biliniyor. Rapor Türkiyenin son dönemde yürürlüğe koyduğu uyum yasaları ve reformları övüyor, ama aynı zamanda Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesindeki aksaklıkları da kaydediyor.