Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       KIBRIS Rum yönetiminin S - 300 füzelerini kendi topraklarında konuşlandırmaktan vazgeçtiği artık kesin görünüyor. Bununla ilgili resmi açıklama herhalde Başkan Klerides'in hafta başında Atina'daki temaslarından sonra yapılacak. Füzelerin "geçici olarak" Girit Adası'na nakli söz konusu.
       Böylece, yıl boyunca Güney Kıbrıs'a "geldi, gelecek" derken sürekli gerginlik yaratan bu füzeler işi şimdi yeni bir aşamaya giriyor.
       Klerides yönetiminin bu konuda geri adım atmasının çeşitli nedenleri var: Türkiye'nin füzelerin konuşlandırılması halinde karşı önlem alacağı (hatta üssü bombalayabileceği) yolundaki uyarıları bu sebeplerin başında geliyor. ABD'nin ve İngiltere'nin, hatta AB'nin, Rum yönetimini bu işten vazgeçirmeye çalışması da önemli bir etken. ABD ve NATO'nun, adanın Rus malı sofistike füzelerle (ve radar sistemi ile) donatılmasından endişe duyduğunu unutmamak lazım...
       Klerides, S - 300'leri bir "diplomasi silahı" olarak kullanmanın daha akıllıca bir iş olacağı kanısında. Gerçi Rum lideri son zamanlarda bu konuda ABD'nin ve Batılı ülkelerin ağır baskılarına maruz kaldı, ama kendisi de bu olayı kendi görüşünü ve isteğini duyurmak için bir fırsat olarak kullanmaktan çekinmedi. Nitekim Klerides şimdi füzeleri Kıbrıs'ta konuşlandırmaktan vazgeçerken, aynı oyunu oynamaya devam ediyor.
       * * *
       İLK bakışta Klerides'in geri adım atması, sevindirici bir gelişme olarak görünebilir. Ancak Rum tarafının bu "jest"inin arkasındaki taktiği iyi görmek lazım.
       * Klerides'in "vazgeçme" kararı "geçicidir". Rum yetkililer bunun "devamlı" olmasını şu şartlara bağlıyorlar: 1) Adanın peyderpey silahsızlandırılması (yani Türk kesimindeki asker ve silah miktarının azaltılması). 2) Siyasal çözüm için BM kararları doğrultusunda toplumlararası müzakerelerin başlaması ve görüşmelerde ilerleme kaydedilmesi. (Rum yönetimi önceki gün Güvenlik Konseyi'nin kararından da cesaret almıştır)...
       Bunun anlamı şudur: Bu şartlar yerine gelmezse, S - 300'ler her an adaya getirtilebilir...
       * Klerides "şimdilik" bu silahları Kıbrıs'ta konuşlandırmaktan vazgeçiyor, ama siparişi iptal etmiyor. Bunları "emaneten" Girit Adası'na sevkediyor!
       Bu konuda Rus hükümetinin de bir şartı olduğu anlaşılıyor: Girit'te S - 300'lerin, Rum Milli Muhafız Ordusu'nun denetiminde kalması. Bunun nedenini anlamak mümkün: Girit Yunan toprağıdır. Yunanistan da bir NATO üyesidir. Silahlar ise Kıbrıs Rum yönetiminin malıdır... Dolayısı ile Yunanistan S - 300'leri kendi silah envanterine geçiremez. Silahlar Girit'te Rum kontrolünde Güney Kıbrıs adına depolanacak!..
       En azından hukuki durum bu. Ama, fiilen bu silahların Girit'te konuşlandırılması, Rumlarla "ortak savunma doktrini"ni paylaşan Yunanistan'a stratejik avantaj sağlayacaktır...
       * * *
       FÜZELERİN Kıbrıs'a getirilmemesi "jesti", aslında bu sorunu gündemden söküp atmıyor. Klerides yönetimi, bunu istediği şartların yerine getirilmesini sağlamak için gene bir koz olarak kullanacaktır. Diğer bir deyişle "füzeler sorunu" 1998'in bitmesi ile son bulmayacak, 1999'da da bir "Damokles Kılıcı" gibi sallanmaya devam edecektir.
       Kabul etmeli ki S - 300'lerle ilgili "jest", zamanlama olarak da iyi ayarlamış. BM Güvenlik Konseyi önceki gün Rumların görüşü doğrultusunda bir karar aldı. Bu kararda, adanın silahsızlandırılması, müzakerelerin yeniden başlaması isteniyor, ayrıca adanın bölünmüşlüğüne karşı çıkılıyor, şimdiki fiili durumun (statükonun) sürdürülmesinin kabul edilemeyeceği belirtiliyor.
       Türk tarafı bu karara sert tepki gösterdi. Aslında bu karar bir sürpriz değil. BM'deki hava belli. Oybirliği ile onaylanan metindeki ifadeler daha önceki kararlardan farklı değil. Bu da Güvenlik Konseyi'nde KKTC'nin görüşlerinin (özellikle iki ayrı, egemen devlet konusundaki tezin) kabul görmediğinin yeni bir işareti. Üzücü, ama gerçek bu...




Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr