Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Artık Arap coğrafyasının dışında da, nerede protesto gösterileri oluyorsa, oralara da “bahar” sıfatı yakıştırılıyor.
Geçenlerde New York’ta, Wall Street’te on binlerce kişi toplanıp mali krizi protesto ettikleri zaman, bunun “Amerikan Baharı” olduğunu söyleyenler olmuştu.
Son olarak, Rusya’daki seçimlerden sonra Moskova ve diğer Rus kentlerinde düzenlenen gösteriler için “Rusya Baharı” sıfatını kullananlar var.
Oysa ortada ne bir “Amerikan Baharı”, ne de bir “Rus Baharı” var.
“Arap Baharı” derken, Arap ülkelerinde halk kitlelerinin hangi nedenlerle ve ne gibi amaçlarla sokaklara döküldüklerini hatırlamak gerek.
Arap sokaklarındaki hareket, öncelikle dikta rejimlerine karşı, özgürlük ve demokrasi için yapıldı veya hâlâ yapılıyor (Suriye’de olduğu gibi)...
Rusya’daki gösteriler bir halk ayaklanması veya bir devrim değil... Rusya’da, sistemdeki aksaklıklara rağmen, özgürlük ve demokrasi var. Ekonomik krizin getirdiği sıkıntılara rağmen, güçlü bir orta sınıf ve belirli bir refah düzeyi de var...
Peki, bu kadar insanın Moskova’dan St Petersburg’a kadar Rusya çapında gösteriler düzenlemelerinin sebebi ve amacı nedir?

Özgürlük yetmiyor
Bu insanların sokaklara dökülmesinin nedeni geçen haftaki Meclis (Duma) seçimlerine hile karıştırıldığı iddiasıdır. Gerçekten, bazı yerlerde iktidardaki Birleşik Rusya partisinin lehinde usulsüzlükler yapıldığı tespit edildi. Bu parti daha önceki seçimlere göre ciddi oy kaybına uğradığı halde, Duma’daki 450 sandalyenin 238’ine sahip olmuş durumda.
Protestocular Başbakan Vladimir Putin ile devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in başında bulunduğu bu partiye karşı tepkili. Onu “hırsızlar, dalavereciler partisi” olarak nitelendiriyorlar. Ayrıca önümüzdeki mart ayında Başkanlık seçimlerine adaylığını koyacağını açıklayan ve Medvedev ile “koltuk takası” yapacak olan Putin’e de çok kızıyorlar. Nitekim gösterilerde en yaygın slogan “Putin’siz Rusya” oldu...
Bu protesto gösterilerinin ilginç yanlarından biri, hali vakti yerinde iş sahiplerinden öğrencilere, komünistlerden, milliyetçilere kadar, toplumun çeşitli kesimlerinden insanları bir araya getirmiş olmasıdır. Yani bu yoksullukların, işsizlerin gösterisi değil. Diğer bir özellik de, şiddete başvurulmaması, sıkı güvenlik önlemlerine rağmen, polisin hiç müdahale etmemesi ve Medvedev’in “nazik davranın” emrini yerine getirmesidir.
Protestocuların talebi, seçimlerin tekrarlanmasıdır. Hükümetin bu isteği yerine getireceği çok şüpheli. Ama Medvedev, hile iddialarının soruşturulmasına karar verdi. Yaptığı açıklamada da Rusya’da herkesin fikrini ve şikâyetini serbestçe ifade etme hakkına sahip olduğunu belirtti...
Bu uzlaşıcı üslup ve soruşturma kararı göstericileri tatmin edecek mi? Halkın bu kesimi bu lafları yeterli görmüyor olmalı ki, gösterileri sürdürmeye kararlılar...

Halk uyandı
Asıl mesele Putin’in ne yapacağıdır.
Herhalde göstericilerin arzusuna uyarak siyasetten çekilmeyi hiç düşünmüyordur. Aksine, önümüzdeki mart ayında başkanlık yarışına katılmaya kararlı. Güçlü bir rakibi olmadığı sürece kazanır da...
Ama bunun için her şeye rağmen meydanlarda toplananların sesine kulak vermesi gerekir. Putin bugün artık eskisi kadar popüler değil. Özellikle otoriter davranışları, adeta bir çar gibi hareket etmesi halkta tepki ve kaygı yaratıyor.
Rus halkı da, artık eskisi gibi sessiz ve tepkisiz kalan bir toplum değil. Gösteriler bu değişimin işaretidir.