Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Buna neden olan son gelişmelerden biri, ABDnin Irakta, özellikle Sünni üçgeninde odaklaşan yeni saldırılar, diğeri de Dışişleri Bakanlığından istifa eden Colin Powellın yerine Condoleezza Ricein atanmasıyla ilgili.Bunun yanı sıra, Powellın giderayak yaptığı bir konuşmada Bush yönetiminin yeni dönemde daha da "agresif" davranacağını söylemesi, dış politikada değişiklik - ve esneklik - umutlarını sarsıyor.Bushun Dışişleri Bakanlığına Condoleezza Riceı getirmesi, bütün gözlemciler tarafından, "Kabinesini şahinleştirdiği" şeklinde değerlendiriliyor. Busha yakınlığıyla tanınan Condynin, "sahibinin sesi" olması bekleniyor...Powell, hiç olmazsa zaman zaman uygulamada, dost ülkelerle diyalogda daha "diplomatik" ve esnek davranıyor, bazen Bushun ekibindeki "şahinler"e karşı çıkabiliyordu. Şimdi Dışişlerinin yeni "patroniçesi"nin Bushun belirlediği stratejiler üzerinde daha "uyumlu" davranacağı tahmin ediliyor. Bu da, yeni dönemde Bush yönetiminin tek yanlı ve "agresif" politikalarını sürdüreceği anlamına geliyor...* * *FELLUCE dramı, bu politikanın nasıl gelişebileceği hakkında bir fikir veriyor.TV ekranlarına ve gazetelere yansıyan korkunç görüntülerin (hele camideki yaralı direnişçinin kafasına kurşun sıkılması sahnesinin) bütün dünyada yarattığı dehşet ve nefret, acaba Bush yönetimini, Irak politikasını yeniden gözden geçirmeye sevk edecek mi?Bu yönde herhangi bir işaret görülmüyor. Aksine Bushun askeri stratejistleri, "Fellucede iş bitti, şimdi sıra Musulda" diyen bir havadalar. Nitekim önümüzdeki günlerde Amerikan askerlerinin Musuldaki direnişi kırmak için o bölgede saldırılarını yoğunlaştırması bekleniyor.Fellucenin 250 bin olan nüfusunun büyük kısmının kenti terk etmesinden, 1600 Iraklının öldürülmesinden ve şehrin harabeye çevrilmesinden sonra, Amerikan ve Irak güçlerinin eline geçmesi, direnişin son bulmasını sağlayacak mı? Çok şüpheli. Sünni üçgeninde gerilla faaliyeti Musuldan Samaraya, Ramadiden Bağdata kadar yer yer devam edecek...Bu, önümüzdeki günlerde ve haftalarda "yeni Felluce faciaları"nın tekrarlanacağı anlamına mı geliyor? Bush yönetimi, Iraka karşı ve demokrasiyi böyle bir ortamda mı getirmeyi umuyor?* * *IRAK halkı derin acılar içinde kıvranırken ve geleceğinden umudu kesmişken, Başkan Bush hala Irak ve Ortadoğu için "özgürlük ve demokrasi"den söz ediyor. Son olarak İngiltere Başbakanı Tony Blairin ziyareti sırasında Başkanın "Irakta demokrasinin zaferi teröristlere ağır bir darbe indirecek" gibi laflar etmesi, hala geçekleri görmediğini ortaya koydu.Bush, ocak ayında Irakta seçimlerin mutlaka yapılacağını söylüyor. Oysa, Sünni liderler seçimlere katılmayacaklarını açıklıyorlar. Sünni üçgeninde ve otorite boşluğunun bulunduğu diğer bölgelerde seçim yapılabilir mi? Bu şartlar altında yapılan seçimler ne ifade eder? Demokrasi böyle mi yerleşir?..Açıkçası bugün için Iraklının derdi demokrasi değil, can ve mal güvenliği, aş ve iş, günlük yaşamda çekilen yokluklar ve sıkıntılardır. Bunlar halledilmeden Iraka ne özgürlük gelir, ne demokrasi, ne istikrar... Sadece işgal ve onun getirdiği kan, gözyaşı ve de belirsizlik devam eder... skohen@milliyet.com.tr BAŞKAN Bushun görevinin ikinci döneminde ABDnin politikalarında bir yumuşama olup olmayacağı konusundaki soruya, şimdi ciddi kuşkular eklenmiş bulunuyor.