Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bütün dünya nefes kesen bir dizi gibi, Wikileaks’in her gün yeni açıklamalarını heyecanla beklerken, şimdi de sanal dünyada patlak veren yeni bir savaşı kaygı ile izliyor.
Bu hafta, Wikileaks’in sızdırdığı ABD Dışişleri kriptoları kadar, Wikileaks’in bizzat kendisi sansasyonel haberlere konu oldu.
Son haberler, Wikileaks alanında çıkan “siber savaş”la ilgili.
Wikileaks’in kurucusu Julian Assange’in İsveç’te ortaya atılan seksüel saldırı suçlaması üzerine, saklandığı İngiltere’de yakalanıp tutuklanması, internet aktivistlerini harekete geçirdi.
“Hacker” (yani internet korsanları) sözcüğünü içine alarak “hacktivist” diye adlandırılan Wikileaks yanlıları, son günlerde dev şirketlere, bankalara, hatta devlet dairelerine karşı saldırıya geçtiler.
Çeşitli ülkelerde yaşayan bu “hacktivist”ler, Amazon, Mastercard, Visa gibi çok uluslu şirketlere, İsviçre’deki bir bankaya, İsveç’teki bir mahkemeye karşı bu saldırılarını, Wikileaks’i korumak ve Julian Assange’i desteklemek amacı ile düzenlediler.
Bu internet korsanları adına konuşan bir “sözcü”nün deyişiyle, “bu savaş yeni başlamıştır ve Wikileaks tehdit edildiği sürece devam edecektir.”

Yandaşlar ordusu
Bu öteden beri korkulan “siber savaş”ın dünya çapında yayılmasının bir işareti midir?
Wikileaks’in baskılara ve tehditlere hedef olması üzerine, dünyanın çeşitli yerlerinde binlerce yandaşının seferber olup “düşman” olarak gördükleri birimlere (bu özel şirketler veya resmi daireler olabilir) saldırması, hafife alınacak, basit bir olay değil kuşkusuz.
Bu gönüllüler ordusu giriştikleri saldırılara “Payback” yani “intikam” operasyonu adını verdiler. Amaçları Wikileaks’i zayıflatmak veya saf dışı etmek isteyenlerden intikam almak, onları zarara uğratmaktır. Örneğin Wikileaks’e veya Assange’a gönderilen bağışların toplandığı hesapları donduran bankalar artık açık bir hedeftir. Wikileaks’in internetteki faaliyetini aksatmaya ya da Assange’i susturmaya yeltenen resmi veya özel birimler de öyle...
Assange tutuklandıktan sonra, kendisinin “içerde” olmasının Wikileaks’in ABD Dışişleri’nden sızdırılan gizli belgelerin yayımlanmasını engellemeyeceğini, bu web sitesinin başına bir şey gelirse, başka sitelerden eylemini sürdüreceğini açıkladı. Bunu söylerken herhalde dünyada binlerce Wikileaks yandaşının gönüllü olarak bu savaşa katılacağından emindi.
Wikileaks gerçekten şimdi “hacktivist”lerin bir sembolü, Julian Assange de bu hareketin kahramanı olmuştur.
İster anarşist, ister idealist densin, bu gönüllüler ordusu, artık “düşman” olarak gördüğü tüm çevrelere karşı savaştadır.

Film değil, gerçek
Bu, alışılagelenlerden çok farklı bir savaş: Savaşçılar dünyanın herhangi bir yerinde olabiliyorlar. Savaş iletişim ve bilgi kanalları üzerinden yürütülüyor. Hedef devlet ya da hükümet veya özel şirketler ya da gruplar olabiliyor... Bu savaşta klasik siyasi ve askeri yöntemler geçerli değil. Güvenlik ve koruma önlemleri de mevcut tehditler karşısında şimdilik yetersiz.
Wikileaks’in diplomatik yazışmaları açıklamasının, geçen haftaki bir yazımızda belirttiğimiz gibi, hem iyi hem kötü -veya doğru ve yanlış- yanları var. Ancak nedeni ne olursa olsun dünyanın “siber savaş”a sürüklenmesi, çok tehlikeli ve korkutucu... Çünkü bunlar artık sadece filmlerde değil, gerçek hayatta da olmaya başlıyor.