Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Oylardaki kıl payı farkını (yüzde bir) dikkate alırsak, Yunan seçmeninin "iki Kostas"ın da lehinde bir eğilim gösterdiğini söyleyebiliriz.
       Ama sadece 70 bin oyluk bir avantaj, Kostas Simitis'in ve partisi PASOK'un tekrar iktidara gelmesine yetti.
       Şimdi PASOK'un Meclis'te 158, Kostas Karamanlis'in Yeni Demokrasi Partisi'nin (YDP) ise 125 sandalyesi var.
       Aslında YDP'nin "oy patlaması", PASOK'unkinden fazla. Dört yıl önceki seçimlere göre, YDP'nin aldığı oylarda yüzde 4.5'lik bir artış var. PASOK'unki ise, sadece yüzde 2.
       Meclis'te de, PASOK'un geçen döneme göre 4 sandalyelik bir kaybı, buna karşılık YDP'nin ise 17 sandalyelik bir artışı var.
       Yunan toplumu "iki Kostas" arasında bocaladı. Nitekim oyların toplam beraberliğe çok yakın sonuca rağmen yüzde 87'si iki ana partiye gitti. Ama Yunan seçim sistemine göre çok az oy farkı, PASOK'u yeniden iktidara getirdi...
       * * *
       YUNANLILAR şimdi bu seçim sisteminin iyi ve adil olup olmadığını tartışa dursunlar, önemli olan, yeni döneme "yumuşak bir geçiş"in ve devamlılığın sağlanmış olmasıdır.
       Ancak Simitis'in şimdi dikkate alması gereken - ve işini belki ileride zorlaştırabilecek olan - bir husus var: Seçmenlerin yüzde 43.7'si kendisinden yana ise, yüzde 42.7'si de adaşından yana! YDP artık daha etkin bir muhalefet oluşturacak. Karamanlis daha güçlü bir lider olarak karşısına dikilecek. Buna Meclis'e girmeyi başaran iki sol partinin ve PASOK içindeki "radikaller"in muhalefeti eklenince, Simitis'in görevinin kolay olmayacağı ve zaman zaman "karşı taraf"tan gelen seslere kulak kabartması gerektiği ortaya çıkıyor.
       Diğer bir deyişle PASOK'un yeniden iktidara gelişi, devamlılığı sağlamakla beraber, Simitis özellikle sosyal ve ekonomik politikalarını "öbür Kostas"a oy verenlerin eğilimine ve isteklerine göre ayarlamak zorundadır. Aksi halde sağladığı destek ve ülkedeki istikrar, erozyona uğrayabilir...
       * * *
       TÜRKİYE açısından, sonuç sevindiricidir.
       Simitis'in Türkiye ile ilgili politikası denenmiştir ve daha açıktır. PASOK buna angaje olmuştur. Üstelik PASOK takımından Yorgo Papandreu'nun görevine devam etmesi avantajı mevcuttur.
       Ama bu, Ankara ile Atina arasında yeni dönemde her şey halledilecek ve yoluna girecek demek değildir.
       İki ülke arasındaki diyalog ve yakınlaşma sürecinde tansiyonu düşüren, güveni sağlayan adımlar atılmış, anlaşmalar imzalanmıştır. Ama esas meseleler - Kıbrıs ve Ege ile ilgili uyuşmazlıklar - ortadadır. Hemen değilse bile, yakında bu sorunlara eğilmek gerekecektir.
      
Ancak şimdiden söylenebilecek bir husus var: Türkiye - AB Ortaklık Konseyi bugün Lüksemburg'da (3 yıllık bir aradan sonra) toplanıyor. Yorgo Papandreu'nun bu toplantıda alacağı tavır, yeni PASOK iktidarının, Türkiye ve Yunanistan arasındaki daha özlü konularda nasıl bir yol izleyeceğinin işaretini verecektir...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr