Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Stratejik ortaklık iki ülke arasında Soğuk Savaşta ve sonraki dönemde gelişen bir işbirliği şekli idi. O yılların şartları ve iki ülkenin çıkarları ilişkilerin böyle bir düzeye erişmesini sağlamıştı.Irak krizi bu konsepti yıktı. Demek ki, gerçekte, iki ülke arasındaki bağlar, ne sanıldığı kadar "stratejik"ti ne de gerçek bir "ortaklık" düzeyine ulaşmıştı...Şimdi mesele, Türk - Amerikan ilişkilerinin, bu "üstün nitelikler"den yoksun olarak, ne şekilde devam edebileceğidir. Süleymaniye skandalının yarattığı derin yaranın (ve özellikle kamuoyunda yol açtığı öfke ve hatta husumetin) normal ilişkileri de ciddi olarak zedelemesi tehlikesi vardır.Gerçi devletler arasındaki ilişkiler, böyle krizlere rağmen devam eder. Türk - ABD ilişkilerinde de yakın geçmişte bunun örnekleri (Johnson mektubu, haşhaş yasağı, ambargo) görülmüştür... Ama şu da bir gerçek ki, son vahim olayın izlerini silmek ve ilişkileri dostluk ve yakınlık düzeyinde yeniden canlandırmak pek kolay olmayacaktır...***Irak krizi sırasında "Kuzey Irak sorunu"nun Türk - ABD ilişkilerinde yeni bir sorun olarak ortaya çıkıp "belirleyici bir etken" olacağını yazmıştık. Nedeni de şu: Özellikle bu bölgede Ankara'nın ve Washington'un yolları ayrılıyor, çıkarları çatışıyor.Süleymaniye'deki olay, bu çıkar çatışmasının bir sonucudur. Ne yapalım ki, ABD Irak'a gelip yerleşmiş ve bir bakıma fiilen Türkiye'nin de komşusu olmuştur. Diğer bir deyişle ABD'nin Kuzey Irak'taki varlığı artık bir gerçektir ve bunun ne kadar süreceği de belli değildir.Bu durumda Türkiye ya Kuzey Irak'ta Amerikalılarla - ve de Kürtlerle - devamlı sürtüşecek ya da onlarla kendi çıkarlarına uygun bir işbirliğine gidecektir.ABD ile "stratejik ortaklık" ölmüş de olsa, Kuzey Irak konusunda bir "ortak strateji" belirlemeye çalışmak, daha akılcı bir yol olarak görünüyor...***Türkiye, Kuzey Irak'taki askeri varlığını sürdürmek kararında olduğunu son olay vesilesi ile bir kez daha açıkladı. Yani Irak'ta "Amerikan hakimiyeti" devam ededursun, Türk askeri de Kuzey bölgesinde yerini koruyacaktır.ABD ve Türk kuvvetlerinin oradaki misyonlarının amacı ve niteliği farklı da olsa, bir koordinasyon kurmak mutlaka gereklidir ve mümkündür.Türk askerinin Kuzey Irak'taki varlığının üç amacı vardır: PKK / KADEK'in saf dışı edilmesini sağlamak, bölgedeki Kürtlerin siyasi - askeri faaliyetlerini izleyip denetlemek ve Türkmenlerin haklarını korumalarına yardımcı olmak.Söylem olarak, ABD'nin bu üç konuda da pozisyonu, Türkiye'nin politikasına karşı değil. Ama uygulamada, her iki tarafta mevcut kuşku ve güvensizliğin yol açtığı bazı aykırılıklar var. Ankara'nın ve Washington'un temel parametreler üzerinde mutabık kalması halinde, bu farklılıklar ve sürtüşmeler pekala giderilebilir. Bunun için iki ülkenin bir "strateji ayarlaması"na gitmeleri gerekiyor. skohen@milliyet.com.tr Süleymaniye baskını ile artık Türk - Amerikan "stratejik ortaklığı" tamamen öldü. Bir Amerikan deyimi ile, bu olayla "tabuta son çivi çakılmış" oldu...