Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gezi Parkı eylemi ve onu izleyen olayların oluşturduğu yoğun gündem, yanı başımızdaki Suriye’de olup bitenleri çok geri plana itti. Açıkçası son 3-4 haftadır, Türk kamuoyu Suriye krizi ile pek ilgilenmiyor, Türk basınında da, bu konuda doğru dürüst bir haber çıkmıyor.
Aslında Suriye sorunu dünyanın gündeminin başında yer almaya devam ediyor. Her şeye rağmen askeri cephede de, diplomasi platformunda da kayda değer bir şeyler oluyor.
Son duruma bir göz atalım:
- Askeri alanda, Esad yönetimine bağlı kuvvetler, kendi saflarında savaşa fiilen katılan Hizbullah birliklerinin de katkısıyla, birtakım başarılar elde etmiş bulunuyorlar. Kuseyr kentini harabeye çevirdikten sonra kontrolü altına alan Suriye ordusu Halep dahil, diğer bölgelerde de gücünü pekiştirdi. Özgür Suriye Ordusu ise daha önce ele geçirdiği yerlerde tutunmak için zorlanıyor.
- Siyasi alanda, en önemli gelişme, ABD’nin daha aktif olarak devreye girmesi, Suriyeli savaşçılara destek olmaya karar vermesidir. Bu Batı’nın direnişçilere ihtiyaç duydukları silahları vermenin yolunu açıyor.
- Diplomatik alanda, yeni bir Cenevre Konferansı’nın düzenlenmesine yönelik çabalar sürüyor. Bu diplomatik girişimlerin başını ABD ve Rusya çekiyor. Son günlerde Başbakan Erdoğan da ABD Başkanı Obama ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile telefon görüşmeleriyle devreye girmiş durumda...

“Askeri çözüm” yok
Açıkçası “Cenevre-2”den -o da gerçekleşirse- kimse fazla bir şey beklemiyor.
Aslında Cenevre-2’den başka da herhangi bir umut kaynağı yok. İç savaş iki buçuk yıldır devam ediyor ve askeri yoldan çözüm bulunamayacağı herkesçe teslim ediliyor.
Ne var ki “siyasi çözüm” için girişilen çabalarda da şimdiye kadar elle tutulur bir sonuç alınamadı. Cenevre Konferansı’na kimlerin katılacağı konusunda bile henüz bir anlaşma yok. Şam’ı kim temsil edecek? Muhalifler adına Cenevre’ye kim gidecek?
Rusya -ve Esad- konferansın “ön şartsız” toplanmasında ısrar ediyor. Bu da bir “şart” olarak algılanıyor: Buna karşılık muhalifler de masada eli kanlı rejimin adamlarını görmek istemediklerini söylüyorlar... Şimdi bu konuda bir uzlaşmacı formül aranıyor.

“Siyasi çözüm” zor
Bu arada Rusya Batı’nın muhalif güçleri silahlandırma kararına karşı çıkıyor ve siyasi çözüm aranırken Suriye’de çatışmaların kızıştırılmasının doğru olmayacağını söylüyor. Oysa Rusya Esad’a füze ve benzeri silahlar vermeye devam ediyor.
Aslında muhaliflerin askeri dengeyi kendi lehlerine çevirmesinin hiç de kolay olmayacağı da bir gerçek. Silahların gelmesi, savaşçıların eğitilmesi vesaire, zaman ister. Bu da savaşın daha çok sürmesi anlamına gelir.
Hasılı Suriye “askeri çözüm”ün çıkar yol olmadığı, ancak “siyasi çözüm”ün de bir türlü bulunamadığı bir noktada, bocalamaya devam ediyor.